YOLUNCAK KAZ
- Birol Öztürk

- 6 Eki
- 2 dakikada okunur

Soğuk bir kış günüdür. Padişah tebdil-i kıyafet avamın içine karışıp da, hâli ahval eylemek ister. Yanına başvezirini alıp yola çıkar.
Bir dere kenarında elindeki derileri suya soka çıkara yıkayan yaşlı bir adam görürler. Yaşlı Adam derileri suya sokup çıkarıyor sonra da döverek tabaklıyordu. Padişah, ihtiyarı selamlar;
“Selamünaleyküm ey pir’i fani...”
“Aleykümselam ey serdar’ı cihan...” diye mukabele eder Yaşlı Adam.
Padişah sorar ;
“Altılarda ne yaptın?”
“Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor.” der Yaşlı Adam, hemen, hiç düşünmeden, şipşak diye.
Padişah, aldığı cevabı anlamış olarak yine sorar :
“Geceleri kalkmadın mı?”
“Kalktık... Lakin ellere yaradı.” der Yaşlı Adam.
Padişah güler;
“Bir kaz göndersem yolar mısın?” der, bariz kinayeli.
“Hem de cıyaklatmadan.” der Yaşlı Adam, hafiften gülümseyerek.
Padişahla başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah başvezire dönüp;
“Ne konuştuğumuzu anladın mı?” der.
“Hayır padişahım.” der başvezir, bariz mahcup.
Padişah sinirlenir.
“Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.” der padişah.
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına döner. Yaşlı Adam hâlâ dere kenarındadır ve aynı şekilde çalışmaya devam etmektedir. Koşarcasına varır Yaşlı Adam’ın yanına;
“Ne konuştunuz siz padişahla?” diye sorar, tehdit eder gibi.
Yaşlı Adam, başveziri şöyle bir süzer;
“Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.” der.
Başvezir çaresiz çıkarır yüz altını verir ve başlar sormaya.
“Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu?”
Yaşlı Adam, bilgece gülümser.
“Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.” der.
Başvezir kafasını kaşır ve düşünür de aynı zamanda.
“Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?”
Yaşlı Adam, bu soruya cevap vermek için de baş vezirden bir yüz altın daha alır.
“Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim. Otuz ikiyse ağızdaki dişten kinaye, boğaz…”
Başvezir buna da ikna olur ve yeni bir soru daha sorar.
“Geceleri kalkmadın mı ne demek?”
Yaşlı Adam, bir yüz altın daha alır ve öyle cevap verir.
“Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim.”
Başvezir "Anladım" manasında kafasını sallayarak sormaya devam eder.
“Bir de, kaz gönderirsem dedi, o ne demek?”
Yaşlı Adam gülerek cevap verir.
“Onu da sen bul.”












Yorumlar