Tek Suçu Kırk Küsür Kilosuyla Kadın Olmaktı!

Bir işyerinin güvenlik kamerasına takılan üç beş saniyelik görüntüsüydü Ceren’den kalan son kayıt, katili peşinde…

3 Aralık 2019’du tarih, herhangi bir aralık ayından zerre farkı yoktu ve şehre kar inmemişti yine…

Benzine peş peşe zam geliyordu yine ve et yine pahalıydı… Hayat yine zordu ve ekmek davası uğrunaydı her şey… Acıkıyor, susuyordu insanlar yine… Hem susuyor hem de suya susuyordu insanlar… “Yan yana “ yine apayrı, “apayrı” yine yan yana yazılıyordu.

Yine savaşlar, yine terör, yine zam, yine mıy mıy mıy…

Ceren, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Usta Eğitici belgeli bir balerindi ve Ordu Üniversitesi’nde sanat eğitimi alıyordu… Özel bir bale kursunda bıcır bıcır kız çocuklarına bale dersi veriyor, harçlığını çıkartıyordu. Kurs bitmiş, Ceren acıkmıştı. Annesini arayıp çok sevdiği şehriyeli tavuk çorbası yapmasını istemişti. Tüm telaşesi de çorba soğumadan evine ulaşabilmek içindi.

Olmadı!

Kalbinden vurdu hapishane kaçkını bir bok herif! Çantasında kırmızı pisipisi vardı Ceren’in, vurulduğunda; şimdi yadigar.

Tek suçu, o 3 Aralık tarihinde, o saatte, o mahalde bulunmak ve kırk küsür kilo varlığıyla, savunmasız ve kadın olmaktı.

“Bir gün çok meşhur olacağım” dermiş Ceren…

Oldu mu?

Ruhun şâd, mekanın cennet olsun Ceren kız…