top of page

KESER

ree

     Anlatacağım şarkıcı Mustafa Keser değil.

     Yaptığı her işte kendi çıkarını önceleyenleri anlatan nalıncı keseri de değil.

      Devletin demirbaşına kaydolmuş bir keserin macerası!

      Mesudiye ilçesinde yıllardır gençlere hizmet etmiş Yapı Sanat Okulu’nun Demirbaş Defteri’nin 18. Sırasına kaydedilmiş, kullanıla kullanıla zamanla işlevini yitirir duruma gelmiş, sapı eğri, ağzı körelmiş ve sonunda araç dolabının alt rafına atılmış bir keserin macerası ilginç değil mi?

     Devletin arşivine girmiş ya da demirbaşına kaydolmuş hiçbir malzeme, bilgi veya herhangi detay asla kaybolmaz. Yıllar sonra herhangi bir şekilde ortaya çıkar, olaya tanık olur. Bu notu günümüz siyasetçileri için yazıma ekledim, yaptıklarınız bir gün karşınıza çıkar diye.

     Yapı Sanat Okulu kapanınca tüm kayıtlar, belgeler ve idari işler zamanın İlköğretim Müdürü’ne tutanakla teslim edilir. Gel zaman git zaman derken Müdürün emekliliği gelir. O da yeni atanan kişiye teslimat yapacaktır. Kapanmış okulun demirbaşları tek tek sayılır, incelenir. Listenin 18. Sırasında kayıtlı keser aleti yoktur, bulunamaz; herhalde kaybolmuş ya da değerli görülmediğinden atılmıştır. Ama yeni Müdür noksan demirbaş almam, keseri isterim diye tutturur. Olmadığına dair tutanakla belirlenir. Tutanak bir yazıyla Ordu Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilir. Böylece ilgili hakkında soruşturma başlar. Yapılan soruşturma sonucu eski müdüre ceza önerilir.

     O kişiyi iyi tanıyordum. Değil keser, bir toplu iğnenin ziyan olmasına bile titizlenen karaktere sahip, zarfları kesip yazılmamış yüzünü kullanan incelikte devleti koruyan kişiydi. Okul yapımlarında kullanılan, kamyona yüklenmiş tuğlaları tek tek sayan yapıya sahipti. Böyle bir insan tam emekli olacağı sırada bu tür suçla suçlanması olacak şey değildi. Onu Disiplin Kurulu’nda savundum. Ancak ne yapalım ki, devletin kayıtlarına girmiş, işlevini yitirmiş de olsa kayıtlarda görünen keserin varlığını ispat etmek zorundaydı. İlçedeki ustalardan araştırılıp, kenara fırlatılmış bir keser bulundu. Bu keser o keser değildi elbet ama yine de o keserin yerini doldurmuş olabiliyordu.

     Sonuçta işi tatlıya bağladık, arkadaş cezadan kurtuldu ve alın aklıyla emekli oldu.

      O okul yıkık taş duvarlarıyla gittikçe gömülüyor ama arşiv kayıtları ondan ona, şundan şuna devam edip duruyor.

      Bu anıyı kafamda şekillendirirken Meclis’in tutanakları aklıma geldi. Son zamanların endişe verici PKK gelişmesi için kimler neler söylemişti; elbette kayıtlarda saklıdır. Kürsüye çıkıp atıp tutma yerine, bilmediği konularda gaf üstüne gaf yapmak yerine haddini bilmek kadar erdemli olabilmek ne güzeldir.

    Biz seçtiklerimizle övünmeliyiz. Bunun için de nalıncı keseri gibi olanları değil gerçek işlevi olan keserleri fark etmeliyiz.

18 Haziran 2025/ORDU                                                  

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page