top of page

GÜRSEL YILDIRIM YAZDI...

Güncelleme tarihi: 9 May


Yayla yolumuzun en zorlu çıkışı Uzun çayırlardan başlayıp adım adım yükselen çakıllı ve bol dönemeçli Kıraçlar dediğimiz yoldur. Yolun tam orta yerinde taşlar arasında çıkan sudan kana kana yudumlamamak mümkün değildir. Hele oraya yapılan kadim bir dostun adını verdiği çeşmenin hiç durmadan akan oluğundan soluklana soluklana su içmek yüreklere huzur yükler, ağızlara tat verir. İşte buradan başlayan çıkış kayalardan, çayırlardan sekerek Musulu’dan vadiye iner. Bahçelere can vererek Bayraklı’ya varır. Nazlı nazlı devam eder, Yukarı ve Aşağı Faldaca’nın kenarından devam ederek Mesudiye yakınında Melet Irmağı ile birleşir. Bu derenin adını komşulara sorduğumda genellikle dudak bükülür, dere işte deyip geçilir. Halbuki resmi kayıtlardaki adı Kiçi Faldaca Deresi’dir.

     Yaylamızda da Çakıl tepesindeki gözelerden ya da Aşut yaylası tepesinden çıkıp Keğiş Deresi’ne doğru akan cılga dereler vardır. Bunlardan biri de Voyvoda obasının hemen yanından akan, pırıl pırıl suyuna göz dikilen bir ufacık su akarı vardır. Baharları tutiyaları besler, yıllar boyu etrafındaki çayırları büyütür, sarı benekli alabalıkları koynunda saklar.

     Şimdi bir yayla akşamındayız. Keğiş vadisinin üstüne çöken pamuk yığını, vadinin yeşil otlarını öperek çekiliyor ve yerini akşamın karanlığına bırakıyor. Komşular M. Tuncalı’nın donattığı masanın etrafını çevirmiş, bir yandan atıştırırken, bir yandan da geçmişin anıları ortaya kahkahalar içinde anlatılıyor. En çok, bacanağım Mehmet’in eşek sırtında berbere saç tıraşı olmaya gidişine takıldık; bacanak öylesine içten anlatıyor ki gel de inanma!

     Erkekler ikinci kadehte, kadınlar üçüncü dedikoduda!

     Masada bir eksiklik var, komşunun biri gelmedi veya gelemedi. Halil telefonla arıyor. Yardım çağrısı üzerine hep birlikte kalkıp, gece karanlığına aldırmadan koşar adım gidiyoruz. Sağlıkçı Yekta biraz yürüme zorluğu çeken eşini yanımıza getirmek için nice çileler çeken otosunu çıkarmak istemiş. Olacak şey değil ama oluyor işte; usta şöför hatası oto birden yaylanıyor ve evin yanındaki dereye doğru sıçrıyor. Ancak pek te başarılı olamadığından suyun kenarındaki kayanın üzerine zıplayabiliyor. Hep beraber zorladık; sağından ittik, solundan ittik, otoyu gidiş yolu yönüne çevirdik. Asuman hanım keyifle koltuğa oturdu, otomuz 25 metrelik yolu tıngır tıngır arşınladı.

     Masada bu işin nasıl olduğunu tartışırken Ayhan kemençesinin yayını sürüp türkülere başladı. Hepimize neşe geldi, beraber söyledik. Ne varki aramızda en güzel duyguları yaşayan Sadi yeğenimiz, bu olayı yayla tarihine düşmek gerektiğini, cılga dereye ad vermek gerektiğini söyledi.  Doğru bulduk. Hepimiz, daha çok bayanlar ad konusunda bol öneride bulundular. Vereceğimiz adın aynı zamanda yaşanılan olayı anımsatması ve bir beyefendinin eşine duyduğu saygıyı belirtmesi gerektiği konusunda anlaştık.

     En uygun ad olarak Centilmen Deresi olmasını kararlaştırdık. Şimdi Aşut obasına çıkarken ya da Voyvoda obasının kenarından geçerken bir levha göreceksiniz. O levhadaki ad hepimizin onur duyacağı bir geçmişin anısını canlandırmaktadır.

     O geceye, o tatlı anıya ve ileriki yıllarda yanından geçerken yüzümüzde gülücükler açtıracak Centilmen Deresi’ne selam olsun.

 

11 Ekim 2024 / Yukarıgökçe

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page