top of page

Efulim

Güncelleme tarihi: 3 gün önce


Birol ÖZTÜRK

Sonu tek sayıyla biten yıllar uğur getirdi mi bilmiyorum ama başıma gelen kötü şeylerin sonu çift sayıyla biten yıllara denk gelmesi sadece bir denk gelme midir, hiç bilemiyorum.

2025 yılı, sonu tek sayıyla bitenlerdendi ve öyle “kötü şeyler olmayacak” diye çok umutluydum be.

Yılın daha ilk üç ayındayız, tablo şu!

- Ferdi Tayfur öldü

- Trump denilen deli, Amerika gibi bir dev gücün başkanı olarak göreve başladı

- Siyaset bir acayip, şimdi Ümit Özdağ, Ekrem İmamoğlu, ordudan atılan teğmenler, İmralı günleri, TÜSİAD, Suriye’de yaşananlar, pikachu ve arkadaşlarının sokak eylemleri gibi konulara hiç girmeyeyim

- Kahtalı Mıçi öldü

- Edip Akbayram öldü

- “Büyük Hilmi” Şinasi Yurtseven öldü

2025 yılının bitmesine tam dokuz ay var ve bu listeye yenileri eklenmeye devam ediyor.

Ha hiç mi iyi, güzel şey olmadı? Oldu elbette; Yaren leylek yine geldi, kondu balıkçının kayığının burnuna…

Volkan Konak öldü!

Göklerde kartal gibiydi, mor çiçekli dal gibiydi. Kanatlarından vuruldu, bahar vaktinde kırıldı Volkan Konak.

Erken gelen “Nisan 1 Şakası” gibi oldu bu, martın son gününde. Volkan Konak, en yakıştığı yerde, sahnede, en güzel yerinden, kalbinden…

58 sene evvel Maçka’ ya bağlı Yeşilköy’ de başlayan hikâye, aklımızın ucundan dahi geçmiyorken, eminim onun da aklının ucundan geçmediği bir vakitte, Kıbrıs’ta, Şeker Bayramı programı için sahne aldığı sırada, sahnede bitti…

Önde kemençe solo yaparken, arkada tam şarkıya girecekken yığılıp kalıyor Volkan Konak, öyle dümdüz, sırtüstü, kıpırtısız… Işıklar, alkışlar ve Karadeniz ezgileriyle uçup gidiyor ruhu…

Son sözleri de “devrimciler korkmaz!” olaraktan.

Tüm pusulalar kuzeyi gösterir. Kuzeyi kerteriz alır. Volkan Konak, bizim kuzeyimizdi. Karadeniz müziğini, yerel ve fıkra tadındaki sığlıktan kurtaran, ona bilimsel ve evrensel bir kalıp uyduran iki adamdan, iki önemli adamdan biriydi Volkan Konak, diğeri Kazım Koyuncu’ydu elbette.

Kazım, kanserden öldü 2005 senesinde. Volkan Konak, çok üzüldü Kazım’a. Yandı kavruldu.

Kalksın dağların karı kervanım yürüyecek

Aman aman gardaş yara yaralıyım

O güzelim saçları toprakta çürüyecek

Susun kuşlar susun kara karalıyım

Aman aman gardaş yara yaralıyım

Kazım için bestelediği “Gardaş” şarkısındaki “o güzelim saçları toprakta çürüyecek” satırı öyle bir içime işler ki…

Kazım Koyuncu’nun en karakteristik özelliklerinden biriydi uzun saçları. Bu, Volkan Konak için de böyledir.

Kazım Koyuncu “Didou Nana” yı Lazca, Volkan Konak da Türkçe, öyle güzel ve özgün okudular ki, doyamadık ikisine de.

Na ni na didou

Didou na na didou

Didou na na didou

Didou na ni na

Devrimcidir Volkan Konak, aydın, işini bilen ve duyarlı. O, cumhuriyetin erdeminden, Atatürk devrimlerinden, Atatürk sevgisinden ve “Tam Bağımsız Türkiye” hayali peşinden koşan Deniz Gezmişgillerden hep bahsetti, her fırsatta.

İlk, orta ve lise eğitimini Maçka’da tamamladıktan sonra ver elini İstanbul…İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nı bitirir, akabinde de Halk Müziği üzerine yüksek lisans yapar. O, her yanıyla bir müzisyendir. Bu işin mektebini okumuş, ilmini almıştır.

Volkan Konak, 1990’ların bu ülkeye en büyük hediyesidir. Volkan Konak, Kazım Koyuncu “Evrensel Karadeniz Müziği” ekseninde aynı fraksiyona mensuptur.

“Uy celeyrum da!”

“Çayeli’nden öteye, giderum…”

“Güllü celeyur Güllü”

“Hamsi Nuri”

Gibi dar birkaç kalıba sığdırılan Karadeniz müziği ve kültürü, hem Lazca hem de Karadeniz ağzı Türkçe’yle, bu iki uzun saçlı, eğri burunlu adam tarafından hak ettiği yeri ve değeri buluyordu.

Son hayalım

son hasretim

son sözüm

nar tanem

Yutkunuşum

uyanışlarımın en güzeli

Kadınım benim

Kadınım

Kadınım

kadınım benim

Ne güzel, ne içli şiirler okudu Volkan Konak, iki şarkı arasında, bir şarkı önünde. İllaki Nazım Hikmet şiirlerini çok ama çok güzel okudu Volkan Konak.

Karadeniz insanı kanserden sapır sapır dökülürken babasını da kanserden dolayı toprağa verir Volkan Konak ve acısını ezgiye dökerek Karadeniz’de kanser gerçeğine dikkat çeker.

Vay seni Cerrahpaşa

İçmem suyundan içmem

Bir dahaki seneye

Yolci da gelup geçmem

Yaş akar gözüm sızlar

Ne kalur gerisine

Herkesun bir derdi var

Durur içerisinde

“… benim ülkemde tavuklar gibi ölmek… Bunun adına kader derler. Yalan! Yalandır!.. Ölüm bile özel olmalı… Bayramlarda ölenlere çok üzülüyorum” diyor bir programda “Kuzey’in Oğlu” sanki bir bayramın birinci günü öleceğini ve sevenlerini çok üzeceğini biliyor gibi…

Volkan Konak, tüm bilgeliğini, birikimini, cesaretini, haşmetini, ülke sevgisini, şarkılarını, şiirlerini ve artık aklar düşmüş o uzun saçlarını alıp gitti…

Daha teni soğumadan, ölüm haberi babaocağına varmadan, sosyal medyada onun “kâfir” olduğuna, gömülmek yerine yakılıp da küllerinin Karadeniz’e savulmasını istediğine dair ve tüm bunlardan ötürü de “Allah rahmet eylesin” minvalinde dualar edilmemesi gerektiği yönünde gereksiz, mesnetsiz, hadsiz, vicdansız paylaşımlar yapıldı.

Kötülük, çok ama çok kötü bir şey…

Çok şey derim, yakası açılmadık laflar ederim, muhatabına o lafları öğle bir sokarım ki altı ay beyin salatası gibi gezer ama değmez. Volkan Konak’ın yasını tutma zamanı şimdi.

Biz, ölülerine yüksek saygı duyan bir kültürün çocuklarıyız. Ölen, düşmanımız da olsa “geberdi” demeyiz, diyemeyiz. Rahmet dilemeye dilimiz varmazsa taksiratın affını diler geçeriz.

Sadece şu kadarını hatırlatayım, inandığını sandığın din, Allah’ın işine karışmayı “şirk” görür.

Şirk, günahların tüy dikenidir.

Üç çocuk, bir kadın… Volkan Konak’tan geriye kalan bu acının otağı.

Evlendikleri vakit, parasızlıktan düğün yapamamanın burukluğuyla otuz yıl sonra nikah tazeleyerek hayattan intikamını alan bir güzel adam…

“Efulim” sevgilim, yârim, bir tanem gibi güzel ve özel manalara geliyor.

İşte öyle…

Doğarken ağladı insan

bu son olsun

bu

SON!

Commentaires

Noté 0 étoile sur 5.
Pas encore de note

Ajouter une note
bottom of page