Büyük Değişimlerin Küçük Tavizleri
- Birol Öztürk

- 12 Kas
- 2 dakikada okunur

Köy camisine atanan imam, caminin her daim cemaatsiz kalışına şaşırır. Bu, bir gün değil, beş gün değil tam bir yıl böyle olunca; nedir aslı astarı diye köylünün ayağına gider taze imam.
Köyün kahvehanesi, terası, tarlası, harmanı ibadet ehli ve de ehli müslimle doludur.
“Yahu neden camiye gelmezsiniz? Ne, vakit namazı, ne de cumanız var… Sorun ne? Siz Müslüman değil misiniz? “ der.
Köylülerin en cüretkarı açar çuvalın ağzını.
“Hocam” der ve “öhö, öhöömm!” diye boğazını temizleyip devam eder.
“İşin aslı şu ki; camiye girmek için abdest almak icap eder. Abdest almak için ayakkabıyı, çorabı çıkarmak icap eder. Yani şimdi kim kalkıp da bunca meşakkate katlanacak” der.
İmam şöyle bir düşünür ve ilmi siyaset dediklerinin hayrına da kanaat getirip;
“Eee siz de ayakkabınızı çıkarmadan, abdest almadan girin camiye” der.
“Olur mu yahu!”
“Nasıl olur!”
“Caiz midir!”
“Neden olmasın ki!”
“Olur olur!”
“Vallah çok iyi olur!”
Artık köylünün bir ayağı camidedir, abdestsiz de olsa.
Neyse… Günler, aylar böyle akıp giderken bizim imamın tayini çıkar başka bir köyün camisine. Bizim köye de yeni bir imam gelir.
“Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh” diye müminleri namaza çağırdığında ezan, bizim köylüler tozlu çamurlu ayakkabılarıyla hurra dalar camiye.
İmam şaşırır.
“N’apıyorsunuz siz!” diye çıkışır evvela.
“N’oldu ki?” der köylüler.
“Yahu camiye böyle ayakkabıyla, abdestsiz girildiği nerede görülmüştür” der imam, ilminden aldığı yetkiye dayanarak.
“İyi de senden önceki imam, camiye böyle girerek namaz kılabileceğimiz söyledi” der köylüler, eski imamdan aldıkları nefese dayanarak.
Yeni imam, sakin kalır.
“Var bu işin içinde bir iş” der kendi kendine ve ilk iş eski imamı bulur.
“Abi, böyleyken böyle” der.
Eski imam “doğrudur” der ve ekler.
“Ben, ayakkabılarıyla ve abdestsiz camiye soktum. Sen ayakkabılarını çıkarttır, senden sonraki de abdest aldırsın. Böylece maksat hasıl olur, imanın şartı da yerini bulur” der.
Yani; herkesin bir ederi, çapı, gücü ve de yeteneği vardır. Samimiyet, sabır ve sadakatle çabalamak, puzzlenin doğru parçasını, doğru yere, doğru zamanda koymaya yeter; bu, tarihin şaşmaz kuralıdır!












Yorumlar