top of page

BOĞA’NIN SONU

Yaşanmış bir öykü.

Mesudiye’ye girerken yokuşun sol tarafında boğa harası vardı. Cins boğa ile yerli ineklerin çiftleştirmesi yapılıyordu, böylece daha verimli tür elde edilecekti. Yıllarca sürdü. Devletin himayesindeki boğaların ömrü bitince köylerden iyi tür boğa aranmaya başlandı ve sonunda da bulundu. Sahibinden satın alınarak haraya yerleştirildi. İyi bakıldı. Boğa görevini yerine getiriyorken nedense birden tükenmişlik yaşamaya başladı. Yerinden kalkmaz oldu. Ne kadar veteriner getirilse de çare bulamadılar. Tarım müdürlüğünün aklına boğa sahibi geldi, onu çağırdılar. Boğa sahibi hayvanın yanına gitti, kuyruğunu çekti, başını okşadı. Boğa da görünür bir şey yoktu ama sahibi boğanın kulağına eğilip, şöyle dedi; “Sen de mi devlet memuru oldun?”.

Günümüzdeki boğalar özel sektörün eline düştüğü için değer biçme kavramı değişti. Satan da, alan da dertli. Kurbanlık boğa bulmak zorlaştı. Bu durum günlük hayatımıza o kadar yerleşti ki sosyal yaşamdaki boğalar bile devlet memuru tavrıyla hareket eder oldu.

Siyasetimiz zaten boğalar arenasına dönüştü.

Sporda boğa gibi ölçüsüz davrananlar alkış yağmuru altında hepten boğalaştı.

Trafikte kendini boğa zannedenlerin tos vurmayacağı, boğa gibi süsmeyeceği alan kalmadı.

Mikrofonu ele alanların boğa böğürtüsü ise çoktan sinirlerimizin üst baremini aştı.

Kendini bilgi boğası zanneden, kendini en sevdalı boğa zanneden, kendini en üstat kalem boğası zannedenler ülkesi olduk.

Kendini kendi harası içinde görüp ne kadar boğa olabileceğini ölçenlere hasret kaldık. Kişinin kendi değerini bilmek kadar erdemli oluşunu unuttuk gitti. Alçakgönüllülük, hoşgörü kavramları hayatımızdan koptu gitti.

Toplum heyecanını, hedefini, arzusunu boğanın kuyruğuna bağlayıp, boynuzunun sivri ucunda silkelenip duruyor.

Hadi hayırlısı!

Hepimiz hep birlikte boğalaşıyor muyuz!

 

09 Haziran 2025/ORDU

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page