BAŞUCUMDA MÜZİK

Gürsel YILDIRIM
23 May
2 dakikada okunur

“Başucumda müzik olmadan uyuyamam.

Çocukluğumdan beri,

En azından şu küçük müzik kutusundan gelen o eski aşk şarkısı mutlaka çalar, beni çok uzak günlerin unutulmaz resimlerine taşır.

İnsan belleği ne tuhaf!

O resimler sanki birden canlanır, renkleri yeniden seçilir, bozulmuş bir zaman makinasına girmiş gibi yıllar içinde sizi oradan oraya savurur. Görüntülerle zaman birbirine karışır ..”

Kürşat BAŞAR (Başucumda Müzik)

Bazen başınız üstünde acılı bir bulut dolaşır durur. Bulutun renk koyuluğu acınızın derinliğini gösterir sanki. İnsan acılarıyla yüzleşince yaşamının yolunu çizmeye çalışır. Bazen de kendinizi oradan oraya savurursunuz. Bitmez bir yolculuk başlar. Çevrenizdekilerin ne olduğunun, kim olduğunun önemi yoktur.

Halbuki hayat sevinçli kucaklaşmalarla da doludur. Başucunuzdaki bulutun ötesinde masmavi bir gökyüzü, geceleri parlayan küme küme yıldızlarla dolu uzay boşluğu vardır. Güneş alevini saçarken Dünya birazcık daha ısınmak için dönüp durur. Siz o dönüşten payınıza düşeni yakalamak isterseniz hayat güzelleşir.

Ağustos böceği karıncanın inadına müziğini çalmaz; o yaşamın gereğidir. Buğday tarlalarından gelen o sesin birden kesildiğini fark ettiğinizde ne kadar yalnız olduğunuzu da fark edersiniz.

Doğanın müziğini asla kaybetmeyin.

Kurmaya çalıştığımız dünya böyle olmalı.

Çocukluğunuzu yitirmeyin ki geleceğiniz sizden uzaklaşmasın.

Futbol on bir kişiyle oynanmaz; eğer karşınızda on bir kişi daha yoksa karşılaşmanın anlamı olmaz. Yaşam da böyledir; anlama ulaşmak için daha başkasını, daha ötesini kabullenmek durumundayız.

Başını alıp tek başına yolculuk yapanların ruhundaki hastalık bulaşıcı olsaydı, insanın başını sokacağı evi olmazdı. Ev ruhunuzu, benliğinizi saklayan köşktür; donanımı size aittir. Evinizi müzikle donandırdığınızda ortaya çıkan ses, sesin tınısı ve armonisi yaşamınıza tat katar. Hayaller canlanır, resimler ortaya çıkar.

YALNIZLIK

Kuş uçar gider dalından

Kelebek üç çiçeğe konar

Karıncalar birden kaybolur

Yıldız her gece yalnızlığını yaşar.

Kaplumbağa öksüzdür yolda

Suda boğulmuş gibidir balık

Bulut sessiz geçer dağın başından

Onca kalabalık yalnızlığını yaşar.

İçindeki tohum yeşermeyince

Çağıldamayınca yamaçtaki su

Demir örse vurulmayınca