ANNE TERLİĞİ
- Gürsel YILDIRIM
- 6 saat önce
- 2 dakikada okunur

Beyaz kurdelesini takmış, evin merdivenlerinden inen kız kardeşimin saçını çekmiştim. Onun dil çıkarmasına kızdım ama kardeşlerime olan kırılganlığım bitmemişti. Benden küçük erkek kardeşim yer sofrasından kalkarken ayağımı uzattım, elindeki su tasıyla yere uzanmış oldu. Babam gözlerini belertti, ben mahcup rolünde başım eğik duruyordum. Yemek bitti.
Dışarıda beni bekleyen mahalle arkadaşlarımla lastik topumuzla maç yapacaktık. Ellerimi yıkamadan fırlamak istedim. Sofra bezini dizlerimden çekip ayağa kalkıyordum. “Dur bakalım beyefendi, odun alma sırası sende” diye annem seslendi. Kapının arkasında duran boş tenekeyi işaret etti. “Akşama alırım” der demez merdivenlere fırladım. Daha üç adım atmamıştım ki sırtıma ”Kütt” diye gelen terlikle duvara yapıştım.
Ağlamalı mıydım, bilemedim. Bu terliğin havada dönerek sırtlarımıza yapışmasını diğer kardeşlerimde de seyretmiştim. Yerleri süpürmek istemeyen kız kardeşlerim, pazara annemizle gitmeyen erkek kardeşlerim bunu pek çok tattılar.
O terliğin sırtımızda iz bıraktığını söyleyemem ama yüreğimizde iz bıraktığını açıklamakta yarar olduğunu söylemek durumundayım. O terliğin havada dönerek uçması kadar bize öğüt veren hiçbir şey olamaz. Belki o zamanın en güzel ve en anlamlı terbiye aracıydı. Her terliğin fırlatılışında babam kıs kıs güler, “Anam olsaydı da bana terlik fırlatsaydı” diye de lafı sokuştururdu.
Annemin ayağından terlik hiç eksik olmadı. Son nefesini verdiği yatağın ayak ucunda da terlik düzenli şekilde konmuştu.
Kiminin Kürt Sorunu, kiminin Doğu Sorunu, kiminin PKK diye tanımladığı sorunsalın son günlerde geldiği aşamaya bakınca annemin terliği aklıma geldi. Sadece kendi aklıyla çözüm peşinde koşan siyasetçilerimizin halkı hiç dikkate almadan hareket etmesini oldukça üzüntüyle karşılıyorum. PKK ve sempatizanlarının yayımladığı bildiri ise şamar gibi yüzüme vurdu. Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısında kendilerini bir güç gibi algılayan aklı evvellerin çözüm önerileri, dayatmaları yeni bir Sevr ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Çizilen tablonun arkasında ABD, İngiltere, Fransa gibi güçlerin olduğu inkâr edilemez. Orta Doğu yeniden şekillenmek isterken bizim sınırlarımız içinde kendilerine rol biçenlerin ahkâm kesen hallerine şaşıp kalıyorum. Tarihi doğru okumak, geleceğin neler getireceğini sezmek gerekiyor.
Konu üç beş satırlık yazıyla özetlenemez elbet.
Karar vericilerin sırtında ve yüreğinde anne terliği izi varsa Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına uygun hareket edeceğine güveniyorum. Yoksa terlik havada dönüp duruyor.
15 Mayıs 2025 / ORDU
Comments