TAKDİRİ İHMÂL..!
- BAYRAM AYBASTI
- 11 Ağu
- 2 dakikada okunur

Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde 6.1 büyüklüğündeki deprem nedeni ile yine DEPREM ÜLKESİ olduğunu anladık.
Öncelikle çok geçmiş olsun
Biliyoruz ki;
Deprem öldürmez…
Çürük bina öldürür.
Denetimsizlik öldürür.
“Bir kat daha çıkalım” diyen müteahhit öldürür.
“Göz yumalım” diyen belediye memuru öldürür.
“İmar affı” diye sandık dolduran siyasetçi öldürür.
Ama biz ne deriz?
Takdiri ilahi…
***
1999 Gölcük…
Deniz kumundan yapılmış, demir diye tel örgü kullanılan apartmanlar.
Yıkıldı.
17 bin insan gitti.
O binaların müteahhitleri hâlâ hayatta.
Bir kısmı hâlâ iş yapıyor.
Hatta “kentsel dönüşüm uzmanı” tabelası asan var.
***
2011 Van…
Depremden önce denetimden geçmiş binalar, depremde üst üste yıkıldı.
Kâğıt üzerinde “sağlam” yazıyordu, gerçekte kumdan kale.
Sonra yine imar affı geldi…
Yıkılmamış kaçak yapılar, tapu aldı.
O tapuların üstünde çay içtik.
Sonra bir gün… O tapuların altında insanlarımız kaldı.
***
2023 Kahramanmaraş…
46 bin can.
Bir şehir yok oldu.
Ve acı bir gerçek:
Yıkılan binaların bir kısmı 2018’de imar barışı ile resmileşmişti.
Yani biz, depremden önce binayı affettik, depremden sonra cenazeyi kaldırdık.
***
Prof. Dr. Ahmet Ercan söylüyor:
“Yıkılan yapıların yüzde 80’i yanlış yapıldığı için yıkılır, yüzde 20’si zeminden.”
Yani mesele fay hattı değil, kafadaki fay kırıkları.
Betona midye kabuğu katan müteahhit…
“Demiri az koyarsak kâr artar” hesabı yapan inşaatçı…
Ve ona “olur” diyen denetçi.
***
İstanbul’da beklenen deprem konuşuluyor.
Ama hâlâ kaçak kat çıkılıyor, hâlâ seçim öncesi imar affı pazarlığı yapılıyor.
Çünkü bir oy, bir candan kıymetli.
Japonya’da 9 şiddetinde deprem oluyor, 1 kişi ölüyor.
Bizde 6,5 şiddetinde deprem oluyor, şehir haritadan siliniyor.
Fark ne?
Onlar denetliyor, biz “hallederiz abi” diyoruz.
***
Ve biz hâlâ şaşırıyoruz…
Sanki 17 Ağustos depremi, Discovery Channel’da izlediğimiz yabancı bir belgeselmiş gibi.
Deprem kader değil.
Ama bu ülkede…
İhmal, aç gözlülük, oy uğruna dağıtılan imar afları…
Bunlar gerçek kaderimiz olmuş.
***
Son söz…
“Takdiri ilahi” deyip suçu gökyüzüne atmak kolay.
Ama bu ülkede depremi gökten değil, müteahhidin cebinden indiriyoruz.
Acaba şehrimizdeki binalar ne durumda?
Yorumlar