Ordunun Şehrengizleri; Selahattin Akcan(Nam-ı Diğer Dubara Selahattin)
- Yavuz Kalyoncu
- 1 Haz
- 3 dakikada okunur

1955 doğumlu Selahattin, Ordu Selimiye Mahallesinde dünyaya geldi. Babası Sabri, annesi Fatma Akcan. İki erkek, iki kız, dört kardeşler. Abisi Öner’le birlikte Selimiye yokuşunu beş sene tırmanıp mahalle arkadaşlarıyla tüm Selimiyeliler gibi Gazi İlkokulu’nu bitirdi.

Kendi Anlatımıyla Selahattin Akcan
“Ortaokul için kızların siyah önlük, beyaz yakalıklarla, erkeklerin de lacivert şapkalı ve pantolon ceket olmadan okula alınmadığı yıllarda Ordu Merkez Ortaokulunda okudum. Selimiye Mahallesinde yaştaşım herkes futbol oynuyordu. Mahalle ve sınıf maçları, okul maçları derken Orduspor’un alt yapısı için genç takım kurulacak haberi tüm mahallede yayıldı. Abim Öner ile birlikte kayıt yaptırdık. Antrenmanlara, sonra da maçlara başladık. Abim bıraktı ben devam ettim.
İyi oynuyordum ki; İl şampiyonu olup daha sonrada Türkiye şampiyonu olan Ordu Lisesi Viyana’ya Dünya Şampiyonasına katılırken Beden Eğitim Öğretmeni Erdoğan Cinel hoca beni de götürdü.

Sonra Necip Cemal Gökalp’in çalıştırdığı Orduspor genç takımında direk oynuyordum. Kısa zaman sonra Kahraman Sönmez’in çalıştırdığı Amatör takımda da maçlara çıkmaya başladım.

Genç Takım, Amatör Takım, A Takım antrenmanlarda zaman zaman çift kalelerde futbolumu daha geliştirdim. Her hocadan farklı mevkilerde nasıl oynanması gerektiğini öğrendim. Boyumun ve uzun bacaklarımın avantajını iyi kullandığımı söylüyorlardı. Orduspor 1974-75 Sezonunda Kadri Aytaç hocayla güçlüydü. Takımda kadroya girmek çok zordu. Amatör takımda daha çok oynuyordum.




26.05.1974 Yılında Orduspor 2 - Konyaspor 2. Bazen biz amatörleri A takım ile deplasmanlarda oynatıyor tecrübe kazanmamızı sağlıyordu.

1974-1975 Kadri Aytaç yönetiminde 1. Lige Yükselen Şampiyon Orduspor takımı.




Kahraman Sönmez yönetiminde 1974-1975 sezonunda hem amatör takımda, hem de A Takımda forma giydim. Sezon sonu Orduspor A takımı ile Orduspor Amatör takımda şampiyon olunca, önce Beyaz Grup şampiyonu Balıkesirspor ile Orduspor A takım karşılaştı. Türkiye Şampiyonluğu için sonuç; Orduspor olarak Balıkesirspor’u 4-1 yendik. Sonra Gençlik Spor Bakanlığı kupası için Orduspor A Takımı ile Amatör takım karşılaştı. 5 - 3 A Takım galip geldi.
Türkiye liglerinde bu başarıyı gösteren bir başka takım olmamıştı. Bir ilk yaşanıyordu Orduspor lig şampiyonluğu ile birlikte Gençlik Spor Bakanlığı kupasını da almış oldu.

Kadri Aytaç yönetimindeki Şampiyon Orduspor

Gençlik ve Spor Bakanlığı bu üstün başarıyı gösteren Orduspor’u mükafaat için her masrafını Futbol Federasyonun karşılayacağı Afganistan’ın düzenlemiş olduğu Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümü etkinliği futbol turnuvasına gönderme kararı almıştı. As Başkan Ergin Karlıbel ve kulüp yöneticilerinin uygun gördüğü, içlerinde benimde olduğum Amatör takım A takım karması ile bu turnuvaya katıldık. Afganistan’ı yenip İran’la berabere kaldık. Orduspor karma amatörler. Finali Rusya ile oynadık. Finalde Rusya’ya 1-0 yenilerek ikinci olup Ordu’ya döndük. Unutulmaz güzel yıllardı.



Şampiyon Orduspor’da bir yıl kaldıktan sonra başka takımlardan gelen teklifleri değerlendirmeye karar verdim. İlk olarak İstanbul’un eski kulüplerinden Vefa ile anlaştım. İki sene başarılı maçlar çıkarttım. Sonra Giresunspor ile bir yıllık anlaşma yaptım. Çanakkalespor’dan gelen daha iyi bir teklifi değerlendirip gittim. Bir sene sonra oradan da Konyaspor’a gittim. Hocamız Doğan Akı beni Orduspordan da tanıyordu. Konya’dan sonra futbolu bıraktım.


Hep yapmak istediğim müzik ile uğraşmaya başladım. En iyi eğitimleri aldım. Üsküdar Musiki Cemiyetinde 50’den fazla bestesi bulunan Üstat Emin Ongan’dan ders almaya başladım. En zor eserleri bile zorlanmadan söylemeye başladım. Hocalarım; Sadi Hoşses’in Kürdilihicazkar makamından bestelediği ‘Yıldızlı Semalardaki Haşmet ne güzel şey’ parçasını çok iyi icra ettiğimi söylerdi. En çok istek alan unutulmaz parçalardan Abdülhak Hamit Tarhan’ın karısı Fatma Hanım’ın ölümü üzerine yazdığı şiiri. (Rast Gazel) Makber’i de sahne aldığım gazinolarda Özel gecelerde severek çok icra ettim.

Memleket hasreti ağır bastığı için Ordu’ya döndüm. Özel İdare’den Deniz Restoranı kiraladım. Tadilat yaptırarak Müzikli hale getirdim. Karadeniz’in sayılı mekanları arasına soktum. Çevre illerden Ankara, İstanbul’dan müşteri çeker hale getirdim. Kendi gazinomda sahne alıyor, iki saati aşkın istekleri okuyordum. Sonra plaj tesislerinde fasıl restoranı çalıştırdım. Ayni yerde sahneye çıkıp Türk Sanat Müziği icra etmeye devam ettim.
Sesimin güzelliği herkesçe beğeniliyordu. Bu arada küçüklüğümden beri söyleyemediğim sevenlerim tarafından Dubara lakabını almama sebebiyet veren ‘R’ harfi olmadan sanatımı icra etmem çok daha ilgi çekiyor ve beğeni alıyordu.

Ordu’da ticaret hayatına son verip, açılan Sarp Sınır Kapısının getirdiği ticari ufuktan yararlanmak için bir şirket kurdum. Aileden kalma Gürcüce lisanımın verdiği avantajı kullanarak iyi işler başardım. Uzun yıllar Batum’da kaldım. Sonra sağlık durumum bozuldu. Şimdi eski yaşadıklarım ve sevenlerimin aramalarıyla avunuyorum. Aranıldığımda hatırlandığımda mutlu oluyorum. Sağlıkla kalın. En büyük Orduspor.”
Selahattin Akcan Ordu’nun sevdiği bir futbolcu ve sanatçımızdır. Kendisi bir rahatsızlık geçirmiş olup iki bacağının da dizden altını kaybetmiş, tekerlekli sandalye ile hayatını Samsun’da bir bakım evinde devam ettirmektedir. Ordu’da binası yeniden yapılmaya başlanan Huzur evinin bakıma muhtaç hastalar bölümü için sıra beklemektedir.
Ordu’da ziyaretine geleceğimiz güzel günlerde görüşmek üzere kendisine sevgi ve selamlarımız sunuyoruz…

Comments