top of page

Ordu’nun Şehrengizleri: Nihat ÖZEL

Güncelleme tarihi: 20 Tem

ree

Ordu’da futbol konulu yazlarımızın bu günkü konuğu, akrabalık bağı ile bağlı olduğum, bayramları elini öptüğüm, Ordu’nun eski tarihini yaşatan kültürel ve sportif etkinliklerin yapıldığı yer olan Millet Düzü’nde başlayan amatör futbolculuğu sonrası, efsane Orduspor’un kurulmasındaki gayretleri, YSE Hizmetleri müdürlüğündeki idareciliği, Ankara merkezli ülkemizin her yerinde yaptığı Müteahhitlik hizmetleri ile tanınan 1936 doğumlu dayım, Nihat Özel.  

Burhanettin köyü ilkokulunda öğrencilik hayatına başladı. Futbolculuk geçmişini anlattırdığım Sevgili dayım Nihat Özel Orduspor’un düştüğü bu günkü durumun üzüntüsü içinde futbol dolu günlerini anlatmaya başladı;

“Bizim gençliğimizin en sevilen oyunu futboldu. Burhanettin ilkokulunun önü geniş harmanlıktı, her türlü oyun için çok elverişliydi. Öğretmenimiz de tek olduğu için hepimize yetişemiyordu. Sınıfa konuyu anlatıp diğer sınıfa geçiyor, bir arkadaşımıza sorumluluk verip top oynamamıza izin veriyordu. Biz de bezden, kâğıttan, bulabildiğimiz her şeyden top yapıp oynuyorduk.

Ordu’da yaşayan hemen herkesin köyde evleri, yerleri fındık bahçeleri vardı. Fındık zamanı okullar tatile girince şehrin yarısı köydeki evlerine çekilirdi. Köyde kendi akranım çoktu. Her fırsatta bir araya gelir geniş harmanlarda maçlar yapardık. Sonra köyler arası turnuvalar başladı. Bizim köyün takımı kuvvetliydi. Bizimle gurur duyan yeterince de seyircimiz vardı.

İlkokul bitince sınava girip Ordu Erkek Sanat Okuluna kayıt yaptırdık. 

ree

Erkek sanat okulunda mesleki eğitimle birlikte spor faaliyetlerinde de yoğunluk vardı. Kendimi hemen her etkinliğin içinde buldum. İzci lideri seçilip bayramlarda törenlerde okulumuzun en önünde yürürdüm. 

ree

O yıllarda izci ekibi ayni zamanda bando ekibini de oluşturuyordu. Futbol takımımız da başarılıydı. Hemen seçmelere katıldım, seçildim. Futbol takımında Gevşek Kenan, Kuru Kenan, Yusuf Katırcıoğlu, Dansöz Aydın, Makas Nizam, Osman Necat gibi o yılların iyi futbolcuları vardı. Ordu’yu temsilen il dışına giden karmalara seçilip grup maçlarına katıldım.

Okul takımında birlikte oynadığım arkadaşlarım Gençlerbirliği takımında amatör olarak oynuyorlardı. İdarecilerine söylemişler lisan çıkarttılar ben de onlara katıldım. Böylece amatör futbol hayatım başlamış oldu.

O yıllarda Ordu Millet Düzü Ordu sosyal hayatını yansıtan bir sahneydi. Her türlü bayram etkinliği, sportif faaliyetler, lunaparklar hep orada kurulurdu. Kıran kırana çok çekişmeli maçlar yapılırdı. Maçlarımızı kadınlı-erkekli aşırı kalabalık bir grup izlerdi. 

 

ree

Bu günkü büyük takımların taraftarları gibi tezahürat yapan fanatik gruplar vardı. ‘Bir Baba Hindi’ en çok duyulan tezahüratlar arasındaydı. Hiçbir karşılık beklemeden yağmur, kar demeden çamur deryası içinde beton gibi futbol topu ile heyecan yaşar, yenmek için var gücümüzle mücadele ederdik. Yağmurlu havalarda topa kafa vuran bir müddet kendine gelemezdi. Suyu çeken futbol topu belki beş kilo olurdu. Ama kimin umurunda.

Çok iddialı bir İdman Yurdu maçı ablamın düğününe denk gelmişti. Evdekilerden gizli maça gittim. Rahmetli babam beni arayıp bulamayınca maça gittiğimi öğenmiş. Atıyla birlikte maça gelip kalabalığın arasında maçı izlemeye başlamış. Bizim kaleye gelen sert bir şutu engellemek için ceza sahası içinde topa uçarak kafa attım. Yere düştüm. Sersemlemiştim. Yerden kalkmakta zorlandım. Güç bela yerden kalktım. Olduğum yerde döndüm tekrar yere düştüm. Babam öylesine kızmıştı ki maç sonu yanıma gelip; ‘Bir daha bu boku oynamayacaksın’ demişti.  

 

ree

1958 yılında Ocak Kulübü seçimlerinde ‘Baba’ lakaplı Kulüp Başkanı İbrahim Alper’e karşı arkadaşları Hamdi Maden’i destekleyince seçimi kayıp eden İbrahim Alper, Torik Necmi, Sınger Alaittin Şahin, Tahsin Kargı, Mustafa Kalyoncu ve birkaç arkadaşı ile birlikte yeni bir yönetim ve yeni bir takımla amatör lige katılınca ben de kısa bir müddet Ordu Gücü formasını giydim. 

ree

Sezon sonu okul da bitmiş bende hayalini kurduğum yüksekokul için; Ankara’ya Yüksek Teknik Okulunun İnşaat bölümüne kayıt yaptırdım. Yüksekokul günlerim başladı. Okul sosyal faaliyetlerini ve her türlü aktiviteleri yöneten öğrenci derneği yönetim kuruluna daha sonrada başkanlığına seçildim. 

ree

 Yüksek Okulu bitirip 30.09 1958 tarihinde Ordu Belediyesinde İnşaat Teknisyeni olarak göreve başladım. Altı ay sonra, Fen İşleri Müdürü olarak göreve devam ettim. Bu arada sevgili eşim Güldoğan Kurtuluş ile tanıştım. Amcamın oğlu değerli ağabeyim Hamdi Özel’in yüzük taktığı bir tören ile nişanlandık. 

ree

03.10.1960’da askerlik görevimi yerine getirmek üzere Isparta’ya yedek subay asker öğretmen olarak tayin edildim. O yıllarda genç nesile bir şeyler öğretmenin mutluluğunu yaşadım.

Isparta çok sosyal bir şehirdi ve ben her sosyal etkinliğin içindeydim. Askerlik şube başkanı ve eski Ünye Belediye Başkanı Sami Soysal’la sık sık bir araya geliyorduk.  

ree

Eğitimin çok önemli olduğunun farkındaydım. Büyük sorumluluk almıştım. Öğrencilerime Atatürk’ün bu ülkeyi nasıl ve ne şartlarda kurtardığını, Kurtuluş Savaşında verilen mücadeleleri anlatırken gözlerim doluyordu. 

ree

Ordu’da futbolcu olduğumu öğrenen arkadaşlar beni bırakmadılar. Kurumlar arası futbol maçlarında yer aldım. Futbol, hayatımın her yerinde ya oyuncu ya idareci olarak yerini aldı. 

ree

Ordu’ya döndüğümde Köy Hizmetlerinde işe başladım ve 1962 yılında sevgili eşim Güldoğan Kurtuluş ile tüm sevenlerimizin katılımıyla düğünümüz yaptık. Evlendik. 

ree

Köy Hizmetleri’nde işe başladığımda Ordu’nun köy yolları yok denecek kadar azdı. Ankara ile iyi ilişkiler kurarak öncelikle köy hizmetleri araç parkında eksikliği hissedilen araç sayılarını artırdım. Her türlü aracın alınmasını sağladım. Sonra köylülerimizin iş gücünü gönüllü kullanma ile iş birliği içinde çalışmalara başladım. İş gücünü hazır eden muhtarlara öncelik tanıyor, ekipleri gönderiyordum. Bir müddet sonra gönüllü çalışanlarının hazır olduğunu söyleyen muhtarlar sıraya girmeye başladılar. Kısa zamanda çoğu yolların bitirilmesi karşısında Başkentte genel müdürlükte olanlar yapılanlara inanmamışlardı, Ordu’ya kontrole geldiler. 

ree

Devlet vatandaş iş birliği devam ederken, Köy Hizmetleri bünyesinde amatör bir futbol takımı kurduk. Kadroya aldığımız futbolcu kardeşlerimize iş imkânı da sunduk. Marka ayakkabılar, son moda formalarla takımı donattık. Adını Yolaçspor koyduk. Amatör ligde İdman Yurdu, Ocak, Ordu Gücü üç büyük olarak biliniyordu. Bizim katılmamızla dört büyük oldu ve 1964’te şampiyon olduk. 

ree

 Ordu Genç karmasının 1965 yılında tüm grupları geçerek Mersin’de yapılan Final müsabakalarında son maçında Ankara karmasına 1-0 yenilerek Türkiye ikincisi olması çok ses getirmişti. Kupayı veren Türkiye Futbol Federasyonu’nun efsane başkanı Orhan Şeref Apak o zaman Ordulu gençleri artık liglerde görmek istediğini söylemişti. 

Bu sözün arkasının hep takipçisi olduk. Orduspor’un kurulması ve 2. Ligde temsil edilmesi için benimde içinde olduğum bir ekip çalışmalara başlamıştık. Kurulmasına vesile olanlardan biri olmaktan her zaman gurur duyduğum Orduspor’un ne şartlarda kurulduğunu kimseye anlatamazsın.

Birilerinden bir şey istemek zordur. Çevre illerin baskısı, siyasilerin baskısı, farklı lobiler hepsi ile mücadele ettik yılmadık.  

ree

 Duygusal bir yaratılışım var. Ben, Nedim Aktürk, Faik İbrişim, Ali Ataoğlu Ankara’da Kamil Ocak’ın makam odasında 2. Lige alınma sözünü aldığımızda perdeyi kendime siper edip heyecandan ağlarken, arkadaşlarım beni çıkartıp Kamil başkana heyecandan ağlar halimi göstermişlerdi.

Herkes heyecanlı ve istekliydi. Kuruluş iznini aldıktan sonra

Ordu’ya haber gönderdik akabinde gittik. Ordu bayram kutlamasını aratmayan şenliklerle kutlama yapıyordu. Tören konuşması, Ankara’dan gelenler, Soya lokalinde misafirlere eğlence, gecede Kulüp başkanımız İbrahim Köksal’ın eşi hanımefendiyle dans etmesi, geceye Giresun’dan Hasan Gürel başkanlığında bir grubun davetli olmamasına rağmen katılması gibi sansasyonel olaylar bizi ilgilendirmiyor.

2. Ligdeydik. Hemen Ordu’daki amatör kulüplerle birer toplantı yaptık. Ordu’da çok yetenekli futbolcularımız vardı. Kulüp başkanlarımız da hep birlikte karar verdiler takımlarını lav ederek Orduspor’un oluşması kararını almışlardı.

Ordu Gücü, Karadeniz İdman Yurdu, Ocak Kulübü, Yolaç, 19 Eylül ve diğer kulüplerimiz mesela Perşembespor’dan Orhan Tokcan, Ahmet Aksel, Üstün ve Uçman Türközer kardeşler, kaleci Polat ve Murat Özcanlı da takıma alınmıştı. Sıra futbolcularımıza imza attırmaya gelmişti. Öğretmenlik yapan örnek bir futbolcu olan Orhan Tokcan ilk imzayı atan futbolcumuz oldu. Sonra diğerleri de imzalarını attılar. Orduspor olmuştuk.  

ree

 Her şey yolunda gidiyordu. Yılların özlemi sona ermişti. Tüm Ordu halkı bütünleşti. Başarı tüm Ordu’nundur. Kulübe maddi yardımlar için çalışmalara başladık. Başta Belediye olmak üzere tüm kuruluşlar katkıda bulundu. Fiskobirlik, fındıkçılarımız, esnafımız, hayırsever Ordulular. Gün gelir bunlarda teker teker açıklanır.

Kurulduğu 1967 yılında yönetim kurulu toplantısında alınan ilk kararın altında sekreter sıfatı ile imzam olduğu gibi, 1974 yılına kadar Orduspor’un yönetiminde alınan her kararda farklı sıfatlarla imzam bulunmaktadır. Hiçbir zaman senlik benlik içinde olmadık. Kimse tek başına bir yerlere gelemez. El ele hep birlikteydik. Toplanıp görev dağılımı yaptık.

ree
ree

Öyle zamanlar oldu ki valizim elimde altı ay doğru dürüst eve uğramadan futbolcu takip ve transfer peşinde gezdiğimi biliyorum.

İsabetli transferlerden biri Mehmet Dilber’di(Killing Mehmet). Katırcıoğlu Yusuf için gittik. Yusuf bize; ‘Takımın bana çok ihtiyacı var. Söz verdim. Şimdi gelemem’ deyip Killing Mehmet’in ismini verdi. ‘Benim kadar iyidir’ dedi. Gerçekten Mehmet bizi mahcup etmedi. Uzun yıllar Orduspor’da forma giydi.

Gururla ve şerefle yapmış olduğum bu görevimi yeni arkadaşlara bırakırken takıma olan desteğimi Ankara’da olduğum yıllarda da devam ettirdim. Her zaman ve her yerde Orduspor’un ve yönetenlerinin yanında oldum.

Ankara’ya maça geldiklerinde veya Ankara üzerinden gittikleri deplasmanlarda takım olarak bana uğrarlardı. Duruma göre ya maça katkı sağlayacak moral olacak hamleler yapılırdı. Galibiyet dönüşü uğramışlarsa Başkent gazinosunda birlikte eğlenceye giderdik.

Vefalı futbolcu kardeşlerim halen yanıma gelirler, telefonla ararlar eski güzel günleri konuşuruz. Fotoğraflarla o günleri yeniden yaşarız. Futbol adamı olarak Tamer Güney’in takım olmamızdaki katkılarını bu vesile söylemek kulüp yöneticisi olarak bir borçtur. Katkıları tartışılmaz.

İdarecilik kolay iş değil. Radyo ve televizyona, gazetelere demeç verip tribünlerde amigolara isimlerini söyletip Show yapmak değildir idarecilik. Futbolculuk geçmişi olmalı idarecinin, futbolcunun sorunlarını yaşamış olmalı. Maça nasıl hazırlandığını, nelere ihtiyaç duyduğunu bilmeli. Kendisini futbolcusunun yerine koymalı.

Biz eski idareciler önemli maçları heyecandan izleyemezdik. Bir seferinde arkadaşım Mustafa Furtun ile birlikte Boztepe’ye çıkıp seyircinin tezahüratına göre yorum yapıp onların sevincine tepeden ortak olmuştuk. 

ree

Bir araba, bir zarf, bir adam 

YSE’nin 1967’de Ordu’da ilk kuruluşunda Yol Su İşleri Müdürlüğü yaptım. 1974 yılına kadar görevimin başındaydım. Hiç politik olmadım. Devletin varlığını her yerde eşit olarak hissettirmeye çalıştım.

Ordu’nun %70 yol ihtiyacını gerçekleştirdim. Bu arada Çamsan’ın kuruluşunda önderlik yaptım. Kuruluş ve kredi aşamalarından sonra bir konudan rahatsız oldum. Bir anlık kızgınlıkla ayrıldım.

Vilayet, Ankara ve halk çalışmalarımdan memnundu. Buna rağmen siyaset yine, il içi anlaşmazlıklar yüzünden Ankara’dan bir adam, bir zarfla tayin emri getirdi. Tayin yeri Siirt olarak tebliğ ettiler.

Sonradan öğrendiğim şekliyle birlikte çalıştığım personelim benim bilgim dışında Ankara’ya otobüs kaldırmışlar. Köy İşleri Bakanımız ile görüşmüşler. Tayinimi önce, Çorum’a sonra, Samsun’a, daha sonra da Giresun’a aldılar.

Zamanın Valisi Ali Rıza Aydos Bey’e gidip istifamı sundum. Vali bey şaşırdı. Dilekçemi kabul etmedi ve yırttı; ‘Sana iki ay idari izin veriyorum, git işini hallet’ dedi.

O yıllarda Valiler siyasi irade karşısında dik duruş sergileyebiliyorlardı. Orsan kurulmuştu. Orsan’ın Genel Müdürlüğünü teklif etti. Kafama koymuştum. Nezaketle teşekkür ettim. Ankara’ya gidip müteahhitlik yapmayı kafama koymuştum. Ankara günlerim başlamıştı.

İşlerim yolunda gitti. İnşaat işlerindeki tecrübelerimle çok büyük projelere imza atmıştım. Ayni anda dört ayrı ilde ihale alıp başarıyla bitirdim. Yüz akı projelerim hayli fazladır. Ankara Beşevler’deki konservatuar inşaatı,(Benimde sürveyanlığını yaptığım inşaat), Eskişehir Mimarlık Mühendislik Fakültesi, Türkiye’nin farklı illerinde sanayi siteleri, içme suyu ve kanalizasyon şebekeleri, Yatılı bölge okulları, Askeri Binalar, Afet evleri, İlk Öğretim okulları derken uzun bir maraton sonucunda doğduğum şehir Ordu’ya geri döndüm.

Efirli de emekliliğimde konaklayacak bir ev yaptıktan sonra kızıma bir kız yurdu açtım. Emekliliğin tadını çıkartıyorum…” 

Ordu futbol tarihinde aktif futbol yaşantısı ve yöneticiliğiyle iz bırakanlardan sevecen, güler yüzlü, yardımsever, mütevazi kişiliği ve başarılı iş adamlığıyla hakkında kitap yazılacak değerli bir büyüğümüz sevgili dayım Nihat Özel.  

Hayatının bu döneminde sevdikleriyle birlikte sağlıklı huzurlu mutlu yıllar diliyorum.

(Bu yazı 4-Ekim-2017 yılında kaleme alınıp yayınlanmıştır).

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page