top of page

Kerpiç Mehmet ve oğulları...

ree

Ordu futbol tarihinde Babadan oğula geçen futbolcu olma geleneğinde, “Öcü Kaptan” ve oğullarından sonra “Kerpiç Mehmet ve oğulları” Büyük Turgay ve Arif futbol becerileri ve renkli kişilikleriyle Ordu için, Orduspor için yaptıkları ile unutulmazlar arasındaki yerlerini almış kıymetli futbolcularımızdandırlar.

ree

Yayla meraklısı PTT Müdürü rahmetli Kerpiç Mehmet, Ordu Lisesinin değerli Müdürü Rahmi Şahin Odabaş ile birlikte sıkça yaylaya gitmesi ile bilinirdi. Yiğit lakabıyla anılır. Güçlü fiziği ile sert futboluyla kaya gibi sağlam anlamında kerpiç lakabı takılan, Mehmet Güney 1920 doğumlu. Ordu’nun yedi bin nüfuslu olduğu yıllarda, Ordu’da yaşayan ticaretle uğraşan bir ailenin çocuğu. Babası Arif Güney 1877-1878 Osmanlı Rus savaşları sırasında Gümüşhane’den Ordu’ya ilk gelen ailelerden. Dört yıl yaptığı Askerlik sırasında Dersim ayaklanmaları sırasında ensesinde giren bir kurşun ile yaralanıp Gazi olmuş. İyileşince Ordu’ya dönüp, Ordu-Mesudiye arası tuz, şeker ticareti yaparak ailesinin geçimini sağlamış. En büyük oğlu İsmail değme mühendislere taş çıkartırcasına inşaat işinde ustalaşmış. Diğer oğlu Kemal, memuriyette icra müdürlüğüne kadar yükselmiş. Bir diğer oğlu Mustafa Güney de tapu müdürlüğü yapmış.

ree

Arif ve Turgay Güney’in babaları olan Kerpiç Mehmet ise PTT Müdürlüğü yapmış. 2016 yılında kayıp ettiğimiz rahmetli Mehmet Güney, Sarı - Siyah renkli forması ile Spor Yıldızı kulübünün bir futbolcusudur. Kulüp Başkanlığını Yekta Karamustafaoğlu’nun, kaptanlığını da Öcü Kadirin olduğu oyuncularının Kara Mehmet(Çebi), Seyfi, Kosti Sabri, Kaleci Bebek Ali, Kemal Top, Sıtkı Ataoğlu gibi oyuncularla birlikte takım kaptanına kesin itaatin yapıldığı yıllarda futbol oynamış. Rakip Gençler Yurdu takımının da oyuncuları arasında Ağa Sebahattin, Ayı Nihat, Hacı, Haris, Nedim ve diğer unutulmaz isimlerle birlikte futbol oynamış Kerpiç lakabını da bu yıllarda almış.

Kerpiç Mehmet’in kendisi gibi futbolcu olan iki oğlu 1951 doğumlu Turgay ve 1953 doğumlu Arif küçük yaşta babalarından dinledikleri futbol anılarıyla, evde ve sokakta büyüklerinin sohbetlerinden şahit olduğu futbolcu hikâyeleriyle büyüdükleri için, armut dibine düşer misali, futbola olan ilgileri günden güne artarak büyüyordu. Okulda öğretmenleri disiplini ile meşhur, dedeleri Hamdi Odabaş’tı. Dersten taviz vermeyip, ders aralarında futbol oynayıp rahatlamalarına izin veriyordu. Çocuklar fazla enerjisini atıp dersi dikkatli dinlemeliydi. İlkokul Ortaokul derken Lise yılları gelmişti. Fizik olarak yeterince gelişen iki kardeş oynadıkları mahalle maçlarında, sınıf maçlarında göz dolduruyorlardı.

ree

 

Esnafspor Günleri

Bundan sonrasını Turgay abiden dinleyelim;

“Şarkiye ve Elmalık mahallesinde beraber büyüdüğümüz, onlarca arkadaşımız vardı. Bizim yetişme cağlarımızda arkadaş seçilmiş kardeşti. Birimizin derdi hepimizin derdiydi. Erbil Akyürek, Puro, Mollo Halil, Mustafa Aktaç, Halil abi, Şaban Abi, Kinamanın Sali, Şair Ali, Yıldıray Örenç, İmam Atanur, Ömer Dağaşan gibi, birbirine bağlı, büyüğüne saygılı küçüğüne sevgili bir mahalleydik. 1968 yılının yağmurlu bir tatil gününde kendi aramızda futbol oynarken, oyunu takip eden, asıl mesleği Terzilik olan futbol hastası Aziz Tokat Güzel Ordu ilkokulu bahçesinde çamura ve yağan yağmura aldırmadan, maç yapan çocuklar arasında bizi izlemiş. Kim olduğumuzu zaten biliyordu çünkü elbiselerimizi babam ona diktiriyordu. Maç sonu yanımıza geldi; ‘Yarın yanıma gelin size lisans çıkartıcam, bizim takımda oynayacaksınız’ dedi. O sıralar İdman Yurdu da bizi istiyordu. Aziz abiye ’Abi bizi başka takımlarda istiyor ne yapalım’ Dedim. Aziz abi; ‘Bizim takım hep bizim mahallenin çocukları, diğer takımlarda sizi ezerler, oynatmazlar’ dedi, ikna etti.

               Ayni yılda Lisede okumaya başlamıştık. Orada da Okul Müdürü disiplini ile meşhur dayımız Ordu Lisesinin efsane Müdürü Rahmi Odabaş ve Beden Eğitimi Öğretmeni Erdoğan Çinel vardı. Babamla başlayan disiplin altındaki yaşantımız dedemiz, öğretmenimiz Hamdi Odabaş ile devam etmiş, şimdi de onun oğlu, dayımızın gözetimi altında devam ediyordu. Her şeyimiz kontrol altındaydı. Kerpiç Mehmet’in oğulları olarak babamıza yakışır davranıp örnek olmak durumundaydık. Ordu Lisesi futbol takımında hep Ordu birincisi olup guruplara ve Türkiye finallerine katılıyorduk. Ayni zamanda Ordu genç karmasına seçilmiştik. Lise karması ve İl karması ile Türkiye birincisi olduk. Türkiye’yi temsilen Kanada’ya gidecektik. Pasaportlarımız çıkartıldı. Terör yüzünden seyahatimiz iptal oldu. 1970 yılında Liseyi kardeşim Arifl’e birlikte bitirdim. İki yıl Esnafspor’da futbol oynadık. Liseyi bitirdiğim yıl, Salih Aydoğan, Edip Bacıoğlu ve Öner Piroğlu ile Orduspor’a transfer oldum. Kardeşim Arif benden iki yıl sonra Orduspor’a geldi. Orduspor genç ve Amatör takımla farklı maçlara çıktım. Sonra A takımla ilk kez Sakarya maçı ile Orduspor formasını giydim.

ree

Hiç kart görmedi

Hocamız Tamer Güney’in benim futbol hayatıma önemli katkıları olmuştur. Beni ön libero oynattı. Aralıksız on beş yıl başarılı bir futbol yaşantım oldu. Hiç kırmızı kat görmedim. Takım olarak ta hiç şikeye bulaşmadık. 

Çakal Turgay Lakabı

Bir Trabzon maçı öncesi Ünye Çamlık Otelde kamp yapıyorduk. Tamer Güney maçın önemini vurgulamak için bir konuşma yaparken beni ayağa kaldırıp; ‘Bakın en gençlerinden Turgay gibi herkes maç içinde gayretli, hakemle ve seyirci ile uyumlu tatlı sert futbolu ile rakibi yıpratıcı, rakibe faul yapsa bile koşup onu yerden kaldırarak centilmenliğini gösteren bir oyuncu olursanız maç bizimdir’ Dedi. Sonra da; ‘Turgay gibi aklınızı kullanın, akıllı uyanık olun’ diyeceğine ‘Turgay gibi Çakal olun’ dedi. Kampta herkes gülmekten yerlere yattı.  O günden sonra ‘Çakal’ lakabı üstüme yapıştı kaldı. Lakabımı seviyorum. Türk futbolunda ve Orduspor’dan çok Turgaylar gelip geçecek ama bir Çakal Turgay daha gelmeyecek.

ree
ree

Orduspor geçmişte kendi evlatları ile başarıları yakaladı. Aralara takviyeler yapıyorlardı. Onlar da gelip gidiyorlardı. İyi futbolcular güvenilir referanslarla gelip oynuyorlardı. Bizler hep kalıyorduk. Dışardan gelenlerden hem daha az paraya oynuyor, hem daha gayretli oynuyor, canımızı ortaya koyuyorduk.

Ordu bizim her şeyimizdi. Tribünlerde bizi izleyen, bizim için çarpan yürekler vardı. Onları üzmeye hakkımız yoktu. Simit satıp para biriktirip maça gelenler vardı. Orduspor onun için yıllarca bizim gibi düşünen kendi evlatları takımda olduğu için başarılı oldu. İdareci büyüklerimiz hep bu düşünceye uygun transferler yapıp alt yapıya önem verdiler.

ree

1974 yılında Şampiyon olduğumuzda Ordu’nun nüfusu 26 bin idi ve tribünde 13.000 seyirci vardı. 1975 yılında kardeşim Arif’le birlikte Ankara Ticari İlimler Fakültesini bitirdik. O yıllarda devam mecburiyeti yoktu. Takımımızda hemen herkes üniversite mezunuydu. Bu arada kardeşim Arif’le birlikte Salih Ümit Milli takım kampına çağırıldılar.

ree

Ümit Milli takımda göz dolduran Arif ve Salih, Bulgaristan‘da Balkan oyunlarında ay yıldızlı formayı  giyerek bizleri gururlandırdılar.

Lig devam ediyordu. Takım yenileniyor, birileri geliyor birileri gidiyordu. Her şey Orduspor’un başarısı içindi. Arif attığı goller ve istikrarlı futbolu ile Ümit milli takımda arka arkaya maçlar yapıyordu.

ree

 

ree

Seneler ilerledikçe Arif Ümit Milli takımda birlikte futbol oynadığı arkadaşlarıyla A Milli futbol takımında 1979 yılında tekrar bir araya geldi.

ree

Birinci lig daha zorlu geçiyordu ama biz birinci lige alışmıştık. Artık yere daha sağlam basıyorduk. Kendimizi kabul ettirmiştik. Kimse bizden üstün değildi. Biz onlardan korkacağımıza onlar bizden korksun diyerek maçlara rahat çıkıyorduk. Birinci lige çıktıktan sonra ligi dördüncü bitirip Türkiye’yi UEFA kupasında temsil etme hakkı kazandık. Çekoslovakya’nın en güçlü ekibi olan Banik Ostrava’yı Ordu’da 2-0 yenmeyi başardık. O maçta Rize’de 41. Piyade alayında Yedek Subay askerdim. Komutanım maçın önemine binaen bana özel izin verdi. Askerliğimin bitimine iki ay kalmıştı. Antrenman eksikliğim olmasına rağmen yedek olarak kulübede arkadaşlarımın arasındaki yerimi aldım. Rakip gerçekten çok güçlü idi. Takımın sekiz kişisi Çekoslovakya Milli takımı oyuncusuydu. O sene üç büyükler Avrupa takımlarıyla yaptıkları maçlarda yenildiler. Sadece biz 2-0 galibiyetle Banik Ostrava’yı yenmeyi başardık.

ree

İlk Avrupa deneyimimizdi. Final Maçına Ordu-İstanbul otobüs, İstanbul’dan Pan American uçağıyla Belgrat’a indik. Oradan doğu bloğu uçağı(Eski bir uçak) ile Prag’a indik. Araç bulmak için bayağı zorlandık. Yemek için güç bela bir lokanta bulabildik. Kafilemizde H. Olgun Akın, Dayı Mustafa Çebi, Alaittin Benal abilerin suratlarından her şey anlaşılıyordu. Maçın yapılacağı yere dört saatlik mesafede olduğumuz söyleniyordu. Gece olmuştu ertesi gün maçımız vardı. Güç bela eski bir otobüs bulunmuştu. Her yarım saatte bir otobüs durduruluyor, motor soğutulup, mazot takviyesi yapılıp yola devam ediyorduk. Takım olarak uykusuzluk gözlerimizden akıyordu. Sabaha karşı otele geldik. Maça çıktığımızda uykusuz bitik vaziyetteydik. Her şeye rağmen maça iyi başlamıştık. İlk yirmi dakika içinde Arif’in hücumunda yüzde yüz bir gol kaçırdık. O gol olsaydı maç farklı olurdu. O kaçan golde zaten bitik vaziyette olan takımın direnci bozuldu. Beklenen futbolumuzu oynayamadık. Yenildik.

1982-1983 Futbol sezonunda Arif Denizlispor ile çok iyi bir ücret karşılığı anlaştı. Orduspora da iyi para kazandırdı. Ümit Milli takımdaki iki arkadaşıyla birlikte(Göztepe’den Kenan, Kocaeli’nden Hüseyin)ile Denizli’de buluşup iki yıl santrafor olarak gollerini Denizli için atmaya devam etti.

ree

Koca Arif

Arif için Denizli Halkı şiirler yazıp Marş haline getrmişler maç sırasında koro halinde söylemeye başlamışlar. Ona yakışır bir de lakap bulmuşlar KOCA ARİF.  Denizlispor’u şampiyon yaptıktan sonra çok sevilmesine rağmen Orduspor’a geri döndü. 

ree

Zor bulursunuz!

1984 sezonunda kendi evimizde üç büyükleri arka arkaya yenmiştik. Fenerbahçe’yi 1-0, Beşiktaş’ı 2-0, Galatasaray’ı da 3-0 yenmiştik. Galatasaray maçının son üç dakikasıydı. Orta sahadan topu alıp, Güven’le bir verkaç yaptık. Raşit’le Fatih Terim’i ekarte etmiş, ceza sahasında kaleci Eser’le karşı karşıya kalmıştım.  3-0 öndeydik. Dördüncü golü atmak üzereydim.  Galatasaray ülkemizin güzide bir kulübüydü ve dördüncü gol onlar için çok ağır olacaktı. Topa bastım. Tamamen iyi niyetle, dönüp Fatih’le Raşit’e; ‘Atmıyorum bu golü’ dedim. Bıraktım. Dönüp uzaklaştım. Seyircimiz çılgınca alkışlıyor, Büyük Turgay tezahüratlarıyla stad yıkılıyordu. Raşit’le Fatih, yanıma gelip serzenişte bulunup; ‘Sen İstanbul’a gelmeyecek misin, bunun hesabını soracağız’ dediler. Ben de zor bulursunuz, ben bu sene futbolu bırakıyorum, seneye yokum, dedim.”   

ree

1984 yılı sezon sonunda 33 yaşımda çok sevdiğim Mor Beyaz formamı çıkartarak faal futbol hayatıma son verdim. Benden bir sene sonra da kardeşim Arif futbolu bıraktı. Futbolculuk hayatım boyunca İsfendiyar Açıksöz, Tamer Güney, Kadri Aytaç, Bülent Eken, Fevzi Zemzem, Necip Cemal Gökalp, Lefter, Gürsel Aksel, Fikret Ayabakan, İsmet Arıkan, Yener Çelik, Candan Dumanlı, Muhittin Kıpçak, Nuri Aşan gibi değerli futbol adamıyla birlikte çalıştık.

Futbol hayatımıza çok şey kattı. Futbolu bıraktıktan sonra iki kardeş de ticaret hayatına atıldık. Ben Antrenörlük belgesi aldım.  Kısa süre Kadri Aytaç hocanın yardımcılığını yaptım. Bir sene de genç takımı çalıştırdım. Ticaret hayatının yanı sıra futbola başladığım Esnafspor Kulüp başkanlığını da yaptım.”

Orduspor’un başarısı için ter döken unutulmaz kardeş futbolcular Uçman-Üstün- Güven Türközer ve Turgay - Arif Güney Kardeşler, ayni zamanda bir ilki gerçekleştirip 1930 yıllarında Ordu Millet Düzünde Spor Yıldızı formasıyla birlikte futbol oynayan Ordu Futbol tarihinin ilklerinden Babaları ’Öcü Kadir ile Kerpiç Mehmet’in yaptıkları gibi ayni takım forması altında 35 yıl sonra bir araya gelmişlerdi.

Oynadıkları başarılı futbol ile Ordu’nun unutulmaz futbol yıldızları arasına giren iki kardeşi bu sütunlara taşıyarak dünü yaşatmaya çalıştık. O güzel günleri onların sayesinde tekrar hatırlamış olduk. Sevgili Turgay ve sevgili Arif Türk futbol tarihine çok Turgay ve Arifler gelebilir ama Çakal Turgay ve Koca Arif bir daha gelmez.

Rahmetli babanız Kerpiç Mehmet amcanın yazdığı gibi ona yakışır bir evlat olduğunuz ve Orduspor’a hizmet ettiğiniz için sonsuz teşekkürler…

ree

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page