Futbol sahalarından Milletvekilliğine; Yılmaz Sanioğlu
- Yavuz Kalyoncu

- 6 Ağu
- 6 dakikada okunur

Ordu futbol sahalarında top koşturan unutulmayan isimlerden Yılmaz Sanioğlu, Ünye’den gelip Ordu Lisesinde futbol oynamaya başlayınca dikkatleri üzerine çeken renkli bir büyüğümüz. Ordu’da kaldığı yıllarda güzel dostluklar kurarak kendisini sevdiren, sayısız arkadaşlıklar edinen Yılmaz Sanioğlu ile sohbetlerimizde hayat hikayesini kendisinden dinledim. Tanıyanlar bilir Yılmaz abi ile sohbet hiç bitmesin istersiniz. Gülerek mimikler ve el kol hareketleriyle her şeyini anlattı;
“Ben Yılmaz Sanioğlu. 1942 Ünye doğumluyum. Annemin dediğine göre fındık zamanı doğmuşum. Babam Hüseyin Sabri, annem Meryem Sanioğlu’dur. Benden büyük üç abim var; Yusuf Sani-Hasan ve Emin Sanioğlu. İlkokulu Ünye İnönü ilkokulunda okudum. Öğretmenim rahmetli Lebibe Aslan’dı. Daha sonra Ünye’nin Çamurlu mahallesine taşındık. Ortaokulu Ünye Merkez Ortaokulunda okudum. Eskinin önü terekli şapkalarının mecburi olduğu güzel yıllardı.

Ortaokulu bitirdikten sonra Ünye’de Lise olmadığı için Trabzon Lisesine yatılı olarak kaydımı yaptırdık, 1957. Futbolla tanışmam orada oldu. Sınıf maçlarında oynadığım futbola Trabzon Erdoğduspor’da amatör olarak başladım. Her mevkide oynuyordum. Lise hayatım biraz vukuatlı oldu, 13 sene süren lise hayatıma iki yıl sonra Ordu Lisesinde devam ettim.

1959, Selimiye mahallesinde Yılmaz-Yener-Ferhat kardeşlerin evlerinin yanında kiralık bir ev tutarak liseye gidip gelmeye başladım. Trabzon Lisesinden geldiğimi, Erdoğduspor kulübünde oynadığımı duyan Rahmetli Turşu Kemal Karlıbel ve Mahmut Çol. 5. Edebiyat B sınıfına kayıt olmamda ısrar ettiler ve ben onlarla birlikte ayni sınıfta okumaya başladım. Okulda çok çekişmeli sınıf maçları yapılırmış o sene benimde oynadığım sınıf takımımız şampiyon oldu. Ben de Okul takımına seçildim. Rahmetli Ahmet Karlıbel’in kaptanlığını yaptığı okul takımı ile de Ordu şampiyonu olduk.
Beden Eğitimi öğretmenimiz Orhan Kartal ve okul müdürümüz Rahmi Şahin Odabaş futbolu ve futbolcuyu çok seviyorlardı. O yüzden diğer branş öğretmenleride bizlere yardımcı oluyordu. Takımda daha sonra Ordu’nun amatör kulüplerinde futbol oynayan, Orduspor’da ve farklı kulüplerde profesyonel olarak futbolunu devam ettiren arkadaşlarım vardı. Ahmet Karlıbel-Çanga-Toto Uğur-Dilik Yener-Kuru Hayri-Höllük Mehmet-İmam Atanur-Malak Ertan-Rado-Vedat gibi.

30 Mart 1963 Ordu Genç Karması. Yenge Yılmaz
Ordu ve yöresinde lakap takma modası vardı. Benim lakabımda beş yaşında yaşadığım bir olaydan dolayı bana yakıştırılmıştı. Babam ve annem kız çocukları olmadıkları için benim saçlarımı uzatmışlar. Bir gün babamın elinden tutmuş Ünye’de gezerken, babamın arkadaşı Termeli Mehmet Alver; ‘Ne kadar güzel bir kızın var Hüseyin, büyüsün de onu oğluma alayım’ demiş. Ben de kızıp pantolunumu indirip; ‘Nah alırsın oğluna ben kızını alırım’ demişim. Bu olaydan sonra Rahmetli Mehmet amca beni her gördüğünde ‘Hanım yenge’ diye kızdırmaya devam etmiş. ‘Yenge’ lakabı buradan gelir.

Ordu’da bulunan Atalay otelin sahipleri İbrişimler Ünyeliydiler ve ailelerimiz tanışıyorlardı. Bir de orada çok sevdiğim Hayri abimiz vardı. Boş vakitlerimde ziyaretine gittiğim bir gün, 19 Eylül Spor Kulübü futbolcularıyla tanıştım. Kulüp başkanlığını da Ünyeli İbrişim’ler yapıyordu. Yönetiminde de tanıdığım insanlar vardı. Takımın lisanslı oyuncuları arasına katıldım. Ordu’nun ileri gelen ailelerinden arkadaşlarım olmuştu. Ergin Karlıbel abi ile de bu takım vesilesiyle tanıştım, 1960.

19 Eylül futbol takımı kadrosu zengin bir takım değildi. Ben daha sonra Ünye’de oynayan yetenekli arkadaşları da getirip kadroyu zenginleştirdim. Fatsalılar Ordu Gücü’nde, Ünyeliler 19 Eylül’de çoğalmıştık. Güzel günlerdi çekişmeli maçlar olurdu il şampiyonu olan ekipte grup şampiyonasına giderken her takımdan karma oyuncu alırdı. Birlik beraberlik vardı.

Futbol bana çok şey kattı. Arkadaş çevrem genişlemişti. Futbol sayesinde kötü alışkanlıklardan uzak durdum. Unutulmaz arkadaşlıklar ve hatıralarım vardır Ordu’da. Ergin Karlıbel-Ahmet Karlıbel-Turşu Kemal (Karlıbel)-Yalçın Nazlı-Öner Belikırık-Ali Kalyoncu-Hikmet Bacınoğlu-Fikret-Yener –Çanga isim listesini yazsam bir sayfayı doldururum hepsinin kalbimde yerleri farklıdır.
İdmanyurdu ile yaptığımız bir maçta kalecimiz Tahir’i yaptığı bir itirazdan dolayı hakem Alano Murat dışarı attı. Bir de penaltı vermişti. Kaleci kazağını giyip kaleye geçtim. Penaltıyı rahmetli şişman Nizam atmak için topun başına geldi. Topu dikti. Kaleye yanıma gelip beni öptü, ardından penaltıyı attı. Köşeye giden topu uçarak kurtardım. Top kucağımda yanına gidip bende onu öptüm. Nizam abi bizim idolümüzdü. Bu anıyı unutmak mümkün mü. Ne güzel günlerdi.


Yaz tatilinde Ünye’ye gittiğimde de futboldan kopamıyordum. Ünye’de Kültürspor’u kurmuştuk. Yazları kurulan turnuvalarda oynamak için. Ünye’de yeterli sayıda futbol oynayan sporcu vardı. Çekişmeli maçlar yapılırdı. Köylerde bile takımlar kurulmuş maçlar yapılıyordu. Ünye’de kurulan Ünyespor kulübünü Ordu Mahalli ligine dahil ettikten sonra Ünyespor’da futbola devam ettim.


Sanioğlu Ailesi
Ailemiz Sanioğulları, Fatih Sultan Mehmet hanın; Bizans’ın son temsilcisi olan Trabzon’u 1461 yılında fethinden sonra, Gürcistan’ı da Osmanlı topraklarına katmasıyla iskanlaştırma(Güzelleştirme) politikası gereği Anadolu’dan getirilip Acara bölgesine yerleştirilen Türk ailelerden birisidir. 500 yıldan fazla Osmanlıyı en güzel şekilde temsil eden yüzlerce aileden biri olan Sanioğlu ailesi daha sonra, Sovyet Rusya’nın rejim değişimi sonunda Gürcistan’ı da işgal etmesiyle başlayan, Osmanlı Rus savaşlarınında etkisiyle geriye Anadolu’ya, anavatana dönen ailelerden birisidir, 1877-78 Ordu’nun Ünye ilçesinin Zembek köyüne yerleştirilmişler. İlk gelen Hacı Mehmet Ağa varlıklı bir aile reisiymiş. Topraklarına toprak katmış. Babam rahmetli 1936 yılına kadar köyde kalmış toprağa bağımlı yaşamış. Fındık bahçelerinin yanı sıra, Irmak kenarındaki yerlerde Çeltik tarlaları da varmış. Köyden kazanılan gelirle şehir hayatını sürdürmeye başlamışız. Büyük abim Ünye’nin sevilen bir tüccar terzisi olarak ünlenmişti. Ortancı abim otobüsü ile köylere yolcu taşıyan bir nakliyeciydi. Diğer abim fındık tüccarıydı.
Babamın ölümünden sonra ben iş arayışlarına başladım. Abilerimle birlikte onların işlerine yardımcı oldum. Birinin yanında tezgahtarlık, diğerinin yanında muavinlik, ötekinin yanında randıman kırmaya varıncaya kadar her işte tecrübe kazandım. 1965 Yılı askerlik görevim için önce Bursa’ya acemi birliğine katıldım. Burada askerlik personel eğitimi kursuna katıldım usta birliği için İstanbul Üsküdar Askerlik Şubesinde görevimi yapmaya başladım. Burada hayat arkadaşım Neşe Hanım ile tanıştım. Önce kavga ile başlayan dostluğumuz aşka dönüştü. Birlikteliğimizden rahatsız olan şube komutanı Albay Kadir Ballıkaya ikimizi odasına çağırıp; ‘Birlikteliğiniz dikkat çekiyor bu iş böyle olmaz çağırın ailelerinizi nişanlanın’ dedi. Lafını ikiletmedim. 27 Temmuz’da ailemle birlikte Neşe hanımı istemeye gittik. Usullere uygun büyüklerde kız istemesini yaparak, hayırlısıyla nişanımızı yaptık yüzüklerimizi de Şube Başkanımız taktı, 1966. Neşe Hanım’ın babası Veysi Bey Üsküdar Müftüsü, amcası geleneksel Türk Tiyatrosunun son temsilcisi Ortaoyunu ve tuluat sanatçısı İsmail Dümbüllü, dedesi Osmanlı padişahı II. Abdulhamit’in şilahşörlerinden Zeynel Abidin Efendi idi. Nişan sonrası yine şube komutanımızın ısrarı üzerine 16 Kasım’da da Nikahımızı yaptık.

Askerdim nikahlanmıştım ve koğuştaydım. Hafta sonları nikahlı Karımla parklarda, sinemalarda bir araya geliyorduk. Terhis olana kadar kaçamak buluşmalar haricinde ayrı kaldık. Nihayet terhis olup İstanbul’da düğün yapıp Ekim ayında Ünye’ye geldik.


Ziraat Bankasında işe başladım. 1970 yılına kadar bankada çalıştıktan sonra kurmuş olduğumuz Ünye Ekspres Firmasının Başına geçtim. Otobüs işletmeciliği yaparken onlarca kez, başta Barış Manço olmak üzere sayısız sanatçı turnelerini Ünye’ye getirdim.
Türkiye’nin ilk bayan futbol takımını getirdim. Daha sonra 1972 yılı Otobüs firmamızın İstanbul şubesinin başına geçmek için Topkapı’ya gitmek zorunda kaldık. Tekrar İstanbul’daydık. Bu karara eşim çok memnun olmuştu. İki oğlumuz oldu; Ogün ve Veysi.

Ünyespor Kulüp Başkanlığı
Doğduğum yer Ünye’nin gençleri için yapmam gereken şeyler vardı. Gençlik kahve köşelerinde kötü alışkanlıklar peşinde olmasın bir amaç için bir arada olsunlar diye Ünyespor’un başına geçtim, 1983. Ünyespor’u 3. Lige aldırarak, onlarla beraber olmanın mutluluğunu yaşadım.

Çocukluk arkadaşı, ayni takımda yıllarca top koşturduğu sevgili İsmail Çağlayan’ın jubilesinde Ünyespor-Orduspor karşılaşması.

İlk Hac yolculuğum ve sakallı Yılmaz Sanioğlu
Otobüs işletmeciliği ile Ünye’de en ekonomik ve konforlu hac seferlerine başladım. Hac ve Umre seyahatleri düzenledim. 14 kere haca hacı taşımak nasip oldu. Umre seyahatleri hariç Ünye’de 5 binin üstünde hacının duasını aldım. 1974 ilk hacca gittiğim yıldır ve o gün bıraktığım sakalımı hiç kesmedim.


Sekiz sene İstanbul’da kaldıktan sonra tekrar Ünye’ye döndük. 1980 ihtilali sonrası kapatılan 18 partinin yerine yeni partilerin kurulması için izin çıktığı dönemde ilk kurulan parti, amblemi Horoz olan Genel Başkanlığını eşim Neşe hanımın halasının beyi olan Emekli Orgeneral Turgut Sunalp paşanın yaptığı Milliyetçi Demokrat Partisi idi. Bir vesile bir araya geldik. Bana pek sıcak davranmadı. Onun bu tavrına inat Ünye’de Anavatan Partisi’nin kurulması için çalışmaya başladım ve 9 Asil 3 yedek üye bulup her türlü evraklarını dosyalayıp, Ankara’ya Kennedy caddesindeki o zamanki parti genel merkezine gidip Şadi Pehlivanoğlu’na evrakları teslim ettim.
Daha önce Ünye’ye gelip 10 gün kalan ancak parti kurmak için yeterli eleman bulamayan Şadi bey benim getirdiğim dosyaya tepki koydu. Karşılıklı birbirimize bağırmaya başlamıştık ki sesimizi duyup odaya giren kısa boylu gözlüklü bir adamın tok sesi ile ikimizde sustuk. Sesin sahibi Rahmetli Turgut Özal’dı. ‘Ne oluyor burada?’ sorusuna cevabı ben verdim. Ordu Ünye’de teşkilatı oluşturdum Şadi Bey Kabul etmiyor, deyince; ‘Al evrakları yaıma gel’ dedi. Birlikte yan odaya geçip üyeleri teker teker anlattım. Teşekkür etti ve ‘kurun partiyi açılışa ben bizzat geleceğim’ dedi ve söz verdiği gibi de geldi.

Anavatan Partisi’nin ilk seçiminde aday olmadım. 1987 seçiminde aday olup Ordu tarihinde bir ilki başarıp %39 oy oranı ile 127 bin 175 oy alarak Ordu’dan 7 milletvekili çıkarttık. Ünye’nin 36 bin seçmeninin 22 bin 120’si Anavatan Partisi’ne oy vermişti.
Ankara günleri başladı. Hangi birini anlatayım, meclisteydim her idealist Türk gençinin rüyasını gerçekleştirmiştim. Hani derlerya vekil olsan neler yapmak istersin diye. İşte O öyle olmuyor Yavuz her dediğini yapamıyorsun. Ülke yönetmek öyle basit değil. İçişleri Komisyonunda görev aldım. Meclise 6 beldenin İlçe olması için Kanun teklifi verip komisyondan geçmesini sağladım. Bunlar: Kabadüz, Kabataş, Çamaş, Çaybaşı, İkizce, Çatalpınar.
Milletim için elimden geleni gücüm nispetinde yapmaya çalıştım. Milletvekilliği dönemimi yüzümün akıyla tamamladım. Yaptıklarımı bilen biliyor. Ünye’yi, Ordu’yu en iyi şekilde temsil ettiğime inanıyorum. Unutamadığım anıları soruyorsun ya hangi birini söylesem öyle çok ki.

Birini anlatayım. Rahmetli Tunceli Milletvekili Kamer Genç heyecanlı her konuda konuşma yaparak muhalefeti yoran bir Milletvekiliydi. Bir konuşmasında Rahmetli Özal için ‘takunyalı Cumhurbaşkanı’ deyince tepki gösterdim. O da bana hitaben geri dönüp söz söyleyince dayanamadım. Bir anlık öfkeyle yaka yakaya geldik. O olay sonunda iç tüzüğe aykırı hareketten 54 bin lira ceza aldım. Çok da güzel bir ders aldım.
Meclis başkanı olayı yatıştırmak için oturuma ara verince dışarda Kamer Genç gülerek yanıma geldi; ‘Ya Yılmaz bey sen yenisin Meclis içinde birbirimize karşılıklı bağırıp çağırsak da dışarda kardeşiz ha, gel seni bir kucaklayayım’ deyince şaşırdım. Kucaklaştık.
İşte o zaman kafamdaki meclis anlayışı değişmişti. Milletvekilliği bana nasip oldu iyide oldu. Vesile olanlara sonsuz şükranlarımı sunuyorum… Son olarak aşağıdaki fotoğraflar çok şeyi özetliyor.”
Sevgili Yılmaz abi, kendisiyle yaptığım bu röportajdan 7 ay sonra, 6 Ocak 2022’de aramızdan ayrıldı. Allah’tan rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun…
Fotoğraflarla milletvekilliği günleri


















Yorumlar