top of page

Kurtuluş Savaşında Yendiklerimizin Torunları


ree

Türk insanlarının yüzyıllar boyunca edindiği deneyimleri toplumsal aklının süzgecinden geçirip ürettiği atasözleri beni her zaman etkilemiştir. Örneğin; kendi kendini çok öven ve üstelikte övündüğü konularda somut bir başarı gösterememiş olan kişiler için Şeyh’in kerameti kendinden menkul denir.

Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete…

Kurtuluş savaşında yendiklerimizin torunlarına teslimiyeti hep birlikte çaresizce izliyoruz. Kişilerin bir günde kahraman bir gün sonrasında vatan haini olduğu dönemi yaşamak son derece tehlikelidir.

Bilim ve teknoloji

Sağlık ile ilaç sektöründe dış güçlere muhtaç ve bağımlıyız, spor sahalarını yabancı oyuncular işgal etmiştir. Tarım ve hayvancılık sektöründe tam bir felaket yaşanmaktadır.

Kurtuluş savaşında yenilgiye uğrayan batılı işgalcilerin torunları, dedelerinin Anadolu toprakları ile ilgili emellerinden vazgeçmeyerek amaçlarına silahsız ulaşmışlardır.

Tek bir kurşun sıkmadan içimizdeki işbirlikçilerle beraber tüm kurumları, tesisleri, limanları ele geçirmeleri yetmiyormuş gibi yer altı zenginliklerimizi talan etmeye başlamışlardır.

Diyorlar ki; Anadolu toprakları Türklerce yönetilmeyecek kadar değerli topraklardır…

Kurtuluş savaşı kahramanları ve şehitleri dedelerimizin torunları bizler ne yapıyoruz. İşte Çanakkale ve kurtuluş savaşının kahraman şehitleri canlanıp gelseler ve yüzümüze tükürseler,

Uyanabilecek miyiz?

CİA AJANI RUZİ NAZAR: Zor olan Türkleri uyutacak birilerini bulmaktır, bize iki adam lazım. Biri dindar(dinci) diğeri ise milliyetçi. Dinci olan Müslümanları uyutacak, diğeri de milliyetçilere ninni söyletecek. Acı da olsa bunlar yaşanmaktadır.

Türk insanlarına yol gösterici din değil, Cumhuriyetin aydınlığı, demokrasi ve laikliktir. Rehberimiz M. Kemal Atatürk’ün yolu olmalıdır.

Yüzyıl öncesinde Türk milletinin başına gelecek tehlikeleri görmüştür. Maddi ve manevi çöküş korku ile başlar. Aciz ve korkak insanlar felaketler karşısında milletin hareketsizliğe sürüklenmesine bir kenara çekilip kalmasına yol açarlar. Adam ve duraksamada öylesine ileri giderler ki sanki kendilerini alçaltırlar derler ki; biz adam değiliz olamayız biz varlığımızı kayıtsız şartsız yabancıların eline bırakalım derler.

Türkiye’yi böyle yanlış yollarda dağılma ve yok olma uçurumlarına sürükleyenlerin ellerinden kurtarmak gerekir, bunun için bir gerçek vardır. O gerçek; Türkiye’nin düşünen kafalarını büsbütün inançla donatmak ve bütün millete sağlam bir maneviyat gerekir.

"Bu millete her şeyi öğrettim ama uşaklığı öğretemedim" demiştir…

Onu anlayabildik mi? Tüm mesele buradadır…

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page