İNSAN HAKLARI …
- BAYRAM AYBASTI

- 2 gün önce
- 2 dakikada okunur

10 Aralık 1948…
Paris’te imzalar atıldı.
Dünyaya yüksek sesle bir cümle söylendi:
“Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar.”
Aradan tam 77 yıl geçti.
Peki bugün, gerçekten eşit miyiz?
Soralım.
Bugün dünyada yaklaşık 800 milyon insan hâlâ açlıkla yaşıyor.
Yani her 11 kişiden biri, insan haklarının en temel maddesi olan yaşama hakkını pazarlık konusu yaparak ayakta kalmaya çalışıyor.
Bugün dünyada 160 milyondan fazla çocuk, okul sıralarında olması gerekirken tarlada, atölyede, maden ocağında çalıştırılıyor.
Çocukluğunu kaybeden her çocuk, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne atılmış bir çentiktir.
Bugün milyonlarca insan, doğduğu topraklarda yaşama hakkını kaybetmiş durumda.
Savaşlar, işgaller, zorunlu göçler…
110 milyondan fazla insan yerinden edilmiş.
Pasaportları yok, söz hakları yok, gelecekleri yok.
Adları “mülteci”, ama aslında hepsi birer hak ihlali belgesi.
Bugün hâlâ kadın olmanın başlı başına suç sayıldığı coğrafyalar var.
Dünyada her 3 kadından 1’i hayatının bir döneminde fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kalıyor.
Bazı ülkelerde kadınların miras, eğitim, seyahat, hatta kendi hayatları üzerinde bile söz hakkı yok.
İnsan Hakları Bildirgesi kadın için yazıldı ama kadın için uygulanmadı.
Bugün eğitim hakkı elinden alınmış 250 milyona yakın çocuk var.
Kalem tutması gerekirken, hayatta kalmayı öğreniyorlar.
Onlara sorulduğunda “hayal” kelimesini bilmiyorlar; çünkü hiç tanışmadılar.
Şimdi soruyorum:
Bu tabloya rağmen,
10 Aralık’ta kutladığımız şey ne?
Bir vicdan günü mü, yoksa küresel bir ikiyüzlülük yıldönümü mü?
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi;
Ne zaman ki açlık istisna olur,
Ne zaman ki kadın susmak zorunda kalmaz,
Ne zaman ki çocuk çalışmaz, sadece büyür,
Ne zaman ki bir insan “nerelisin?” diye değil, “insansın” diye değer görür…
İşte o zaman anlam kazanır.
Aksi halde 10 Aralık;
Güçlülerin duvarına astığı,
Zayıfların ise altında ezildiği bir metinden ibarettir.
Ve unutmayalım:
İnsan hakları, yüksek kürsülerde okunarak değil;
eşitlik sağlanarak yaşatılır.












Yorumlar