top of page

Emekli Olarak Yaşamak…!

ree

Efendim…

Küresel Emeklilik Raporu açıklanmış.

Türkiye, 44 ülke arasında 33’üncü olmuş.

 

Ama öyle böyle değil…

 

“Güvenlik ve Entegrasyon Endeksi” diye bir başlık var.

Sosyal hayatın güven düzeyi ölçülmüş.

Biz…

44’üncü sıradayız!

Yani sonuncu.

Yani… Kolombiya bile bizden daha güvenli çıkmış.

Mafya cenneti Meksika, kartellerle anılan topraklar, bizim üstümüzde!

 

Hani derler ya, “Arjantin batmış, Yunanistan çökmüş…”

Buyurun;

Yunanistan 12’nci,

Arjantin 18’inci sırada.

Biz?

33’teyiz.

 

Hayat kalitesi endeksine bakıyorsunuz…

Namibya, Tayland, Kolombiya…

Hepsi bizden ileride.

Daha doğrusu, bizden geride kim var diye bakıyorsunuz; Kamboçya, Laos, Zambiya.

İşte o zaman o ligde miyiz?

 

Ama ekonomi endeksinde ilk 5’e girmişiz!

Hadi gözünüz aydın…

Nasıl mı?

Paramız pul olduğu için, emeklilerimizin (!) alım gücü kağıt üzerinde yüksek görünüyor da ondan.

Yani, “ekonomide iyiyiz” diye sevinebilirsiniz.

Çünkü Euro bölgesi ülkeleri, paraları değerli olduğu için listenin sonlarında.

Bizim paramız değersiz…

O yüzden biz üstlerdeyiz.

Mantığa bak!

 

Velhasıl…

Dünya diyor ki:

“Türkiye’de yaşamak riskli, güvensiz, hayat kalitesi düşük.”

Ama biz hâlâ televizyonlarda tartışıyoruz:

“Filanca şarkıcı kıyafet giymiş mi giymemiş mi?”

“Filanca belediye başkanı sosyal medyada ne yazmış?”

 

Ülkenin haline bak.

Siz hâlâ “dış mihrak” diyorsunuz.

 

Son sıradayız kardeşim.

Daha ötesi yok diye yazmışlar!

Ama asıl mesele şu:

Bu rapor bize ne söylüyor?

Kâğıt üzerindeki tablolar bir yana, halkımız bunu günlük hayatında hissediyor mu?

Sokaktaki vatandaşın yaşadığı güvensizlik, artan pahalılık, düşen hayat standardı bu araştırmalarla örtüşüyor mu?

Yoksa biz yine rakamlara bakıp “son sıradayız” diye üzülürken, gerçek hayat zaten çoktan bu sıralamaların ötesine mi geçti?..

Yoksa hepsi iftiramı…?

Kafam çok karıştı…!

 

Tüm bunlar olurken şu açıklama beni şok etti…!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan çıkıp diyor ki:

“Çok şükür emeklilerin maaşını zor koşulda olsak da ödüyoruz.”


Almanya örneği veriyor…

“Orada insanlar 40 yıl çalışıyor, 15–20 yıl emekli maaşı alıyor. Bizde 20 yıl prim toplanıyor, 40 yıl maaş ödüyoruz.

Bir de eşine çocuğuna ödüyoruz” diyor.

 

Yani, sosyal devletin en temel görevi olan emekli maaşını ödemeyi, bir lütuf gibi sunuyor.

Özellikle de çok talihsiz bir açıklama.

Önce inanmak istemedim.

 

Ama eğer aynı sözleri bir Alman bakan söyleseydi…

 

O an istifa etmek zorunda kalırdı.

İşte asıl mesele de bu:

Sıralamaların en altındayız çünkü vatandaşın hakkı olanı bile “zor koşullarda ödeniyor” diye sunan bir anlayışla yönetiliyoruz.

Bakan’a tavsiyem Alman Sosyal Güvenlik Sistemini ve Sosyal Devlet yapısını  çok daha yakinen incelemesi…!

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page