Acil ve de adil “Hayvan Hakları Kanunu” hemen şimdi…
- Birol Öztürk

- 22 Tem
- 2 dakikada okunur

Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk “İslâmiyet’te hayvan kesmek şeklinde bir ibadet yoktur” diyor ya, şimdi o mevzulara girme salaklığı yapacak değilim. Meraklısı, Hoca’nın kitaplarını okuyup merakını giderebilir.
Girizgâhı Yaşar Nuri Hoca’yla yaptım ki edeceğim lakırdıyı sonuna kadar okuyasın diye…
Her Kurban Bayramı esnasında standart ritüellerden biri de kolunu, bacanağını, sağını solunu kesen “acemi kasap” görüntüleridir.
Dayının birinin üstüne, satın aldığı kurbanlık inek düşmüş, yani hayal etmeye çalışıyorum nasıl olmuştur diye ama bir şey de canlanmıyor kafamda; saçma sapan işler…
Dayı, alçılı bacağını “Kango” aracının arka kapısından kaldırıma sarkıtıp da iri göbeğini götünün üzerinde yürüyerek dışarı çıkarmaya çalışırken hırlayan bir yöre ağzıyla diyor ki;
“mal saaabından şıkayetciyin”
“?”
“Malın huysuz olduunu dimedi”
Yani güler misin ağlar mısın!
“Mal” dediği de o inek ha!
Mal!
Hele o korkmuş, korkutulmuş, can havliyle kaçan hayvanlar ve onları yakalamak adına yapılan saçmalıklar… Adana’da bir teke iki katlı evin damına çıkacak ve oradan da caddeye düşecek kadar ürkmüş bir görüntü vardı ki aklım çıktı, içim acıdı.
Fetva babında akıl verecek yetkinliğe sahip olmadığım gibi haddimi de bilirim ama tüm bu anlattıklarımın öte yüzü; o hayvanlara eziyet edildiği anlamına gelmez mi?
La gelmez mi ya! Bal gibi de eziyet işte!
Hukuk sistemi idam cezasının acısız, ani ve şuuru hemen yok edecek şekilde infazını hükmeder. İcabında toplu katliam yapmış bir caninin, bir sapığın infazında bile failin, bir insan, bir canlı olduğu evrensel gerçeği üstün tutulur. Hiçbir suç karşısında hiçbir insana insanlık onuruna yakışmayacak ceza verilemeyeceği gibi infaz şekillerinde de bu kural geçerlidir.
Yahu bırak şimdi aksi yönde örnekler vermeyi, kuramsal şeylerden bahsediyorum; yoksa sistemin boku çıkmış, ilk fark ettiğimde on dördümdeydim!
İbadet ya da değil, çok önemli değil benim için; bir hayvanı taşıdığı can itibariyle insandan ayrı görmem, göremem… İşte o, kolunu bacağını kesen, sözüm ona “acemi kasaplar” ekseriyetle hayvanı usulüne uygun kesmeyip, acı çektirdikleri ve dahi eziyet ettikleri için kendilerini doğruyor… Ha o “kurban kaç kasap tut” mevzusu eziyet konusunda zaten bariz ve sabit…
Acil ve de adil “Hayvan Hakları Kanunu” hemen şimdi…
Ha! Görsel mi?
Bizim Çakıl ya…
O, bizim evin sahibi… Biz, onun insanlarıyız.
Çakıl 7/24 bu evde, hiç ayrılmaz evden.
Tüm bunları yazmasaydım en azından Çakıl’a çok ayıp etmiş olacaktım.












Yorumlar