UTANMAK KURTARIR

Teslimiyetçi siyasetçiler sayesinde bu ülkenin kurumları, tesisleri, fabrikaları ve yeraltı zenginlikleri sistematik bir şekilde yabancıların eline geçmişse, o hâlde atalarımız ne uğruna ve neden savaşarak canlarını verdiler?

Ey toprağın altında diri yatanlar, geri dönün! Zira toprağın üstündeki insanlar artık ölüdür.

Gidişat son derece vahimdir. Türkiye, bu istilacı zihniyetten nasıl kurtulacaktır?

Utanç ile…

Türkiye’yi ancak utanma erdemine sahip insanlar kurtarabilir. Çünkü utanmak, kibir ve hayasızlık gibi büyük günahların panzehiridir. Yalanın, iftiranın, hırsızlığın, pişkinliğin, zalimliğin ve arsızlığın önünde bir kalkandır. Başını öne eğebilen, yüzü kızaran, özür dilemeyi bilen insanlara ihtiyacımız var.

Kurtuluşun yolu, Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yoldur.

Maddi ve manevi çöküş; korku ve acizlikle başlar. Korkak ve aciz insanlar, milletin felaketler karşısında hareketsizliğe sürüklenmesine ve köşesine çekilmesine neden olurlar. Bu insanlar öylesine bir duraksamaya girerler ki kendilerini küçültürler. Derler ki: “Biz adam değiliz, olamayız. En iyisi, varlığımızı kayıtsız şartsız yabancıların eline bırakalım.”

Türkiye’yi bu yanlış yollarda uçuruma sürükleyenlerin elinden kurtarmak şarttır.

Bunun için bir gerçek vardır:

O da, Türkiye’nin düşünen beyinlerini sağlam bir inançla donatmak ve bu millete güçlü bir maneviyat kazandırmaktır.