top of page

Fatih Altaylı Neden Hapis?

ree

Bir “sarı öküz” hikâyesi vardır, bilmeyen var mı bilmiyorum ama bu hikâyenin bütünlüğü adına hatırlatmam iyi olur, bayram namazı hesabı.

Önce şu “bayram namazı hesabı” na bir açıklık getireyim; dini bayramlarda, sabah namazını müteakip “bayram namazı” kılınır, erkeklerce, çok kısa, iki rekat. “Ramazan” ve “Kurban” olmak üzere iki dini bayram ve dolayısıyla koca yılda iki bayram namazı söz konusuyken, namaz öncesinde imam, bayram namazının nasıl kılınacağını titizlikle anlatır cemaate, az sonra teftişe tabi kılınacak askeri bölüğün komutanı bir tedirginlik ve de disiplinle.

Neyse!

Doğal ve de vahşi hayatta prova yoktur. Aslan sürüsü yaban öküzü sürüsüne saldırır ve artık kimin gücü kime yeterse…

Yaban öküzü sürüsünde bir “sarı öküz” varmış ki, peh peh! Akıllı, cesur ve de güçlü. Aslanlar her saldırdığında tekmil aslanları perişan eder, öküz sürüsünü de korurmuş.

“Bu böyle olmaz” demiş aslanların başı ve çalıştırmış saksıyı. Çağırmış öküzlerin başını “bizim sizinle bir husumetimiz, hasımlığımız yok aslında” demiş, önce güven vererek ve de dostane.

“Bizim derdimiz şu sarı öküzle. O sarı öküzü bize verin, biz de ikide bir size saldırmak zorunda kalmayalım” demiş aslan görünümlü çakal zekalı…

Öküzlerin başı dönmüş sürüye ve böyleyken böyle diye anlatmış mevzuyu… Vur yukarı, al aşağı epey bir tartışmışlar mevzuyu ve en sonunda “tamam” demişler “verelim sarı öküzü, bitsin bu stres” demişler ve sarı öküzü derakap teslim etmişler aslanlara. E canım bu da aslan, ceren değil ya, o saat hakkından gelmişler sarı öküzün.

O günden sonra aslanlar ne zaman canları çekse, ne zaman acıksalar “şunu verin” demiş ve öküz sürüsündeki “şu” hemen aslanların sofrasına gelmiş.

Öküzler oturmuş, düşünmüş, taşınmış “biz nerde yanlış yaptık?” deyip kaşınmış. İçlerinden biri “biz, sarı öküzü verdiğimizde yanlış yaptık”‘ demiş.

ree

“Sarı öküzü vermeyecektik”

Evet Fatih Altaylı efendi 16 Şubat 1999 tarihli “Fikirsiz Adam Fikir Suçlusu” diye yazıp aslanların önüne attığın o sarı öküz var ya “Ahmet Kaya”ydı.

Statüko “başkaldırıyorum” diyen “o yerlerde mutluluk var” diyen “iyimser bir gül” o Ahmet Kaya’yı linç ederken, çanağa bir dilim ekmek banmak adına sen de sıraya girmiştin ey Fatih Altaylı ve şimdi sıra sana geldi… Sıra sana geldi ve ardında ses çıkaracak kimse kalmadı!

Faşistin kralı Hitler’i destekleyen Alman rahip Martin Nimöller, ömrünün son demlerinde;

“önce sosyalistler için geldiler,

sustum çünkü sosyalist değildim.

Sonra sendikacılar için geldiler,

sustum çünkü sendikacı değildim.

Daha sonra Yahudiler için geldiler,

sustum çünkü Yahudi değildim.

Sonra benim için geldiler,

benim için konuşabilecek

hiç kimse kalmamıştı…” 

demiş.

Anladın mı aslan parçası!

Sahi Fatih Altaylı’nın “fikri” nedir?

Hangi fikrin neferidir de diyetini ödemektedir, muhterem?

Ulan resmen ilahi adalet ha “Fikirsiz Adam Fikir Suçlusu” diye bundan 26 yıl evvel koymuş manzarayı iki gözümün çiçeği.

Böyle dedim diye sanılmasın ki bir zamanlar onun gibi keyf alıyorum bu durumdan. “Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi ifade edebilmeniz için canımı bile veririm” demiş Evelyn Beatrice Hall, her ne kadar Voltair’e ait olduğu sanılsa da bu söz…

Her şeye rağmen özgür kalıp da fikirsiz fikirlerini ifade etmesinden yanayım Fatih Altaylı’nın, o başka.

Fatih Altaylı ve bu minval üzere “fikirsiz adam” sürüsünden sayılacak birkaç isim, bu ülkenin nefret ikonudur oysa; çok zorlanırsam yerel ve ulusal demeden tekmilini ifşa ederim, keza “fikrimin ince gülü” kadar nazik ve hakkınca duyarlı, gereğince gerginim.

Bak ne demiş 1999 yılında hazret, bizim Ahmet’i gömmek yarışında…

“Fikirsiz adam fikir suçlusu

Ahmet Kaya sonunda muradına erdi.

Yıllardan beri kendine siyasi bir kimlik bulmaya çalışan Kaya'nın artık siyasi bir kimliği var.

Yıllarca kendini demokrat, sol aydın olarak tanıtmaya çalıştı Kaya. Hapishanelerde yattığına dair palavralar üretti. Devrimci bir sembol olmak için yırtındı. Oysa Ahmet Kaya'nın hapishaneyle tek tanışıklığı otomobil kaçakçılığından dolayı olmuştu.

Ne siyasi bir tarafı vardı, ne de bu işlere basacak kafası. Kültürsüz, ne dediğini bilmez, solcu olamayacak kadar cahil, siyasi sembol olamayacak kadar sıradan, basit bir adamdı.

Yıllarca yırtındı böyle bir kimlik edinebilmek için.

Sonunda kolayını bulmuş.

Gitti, PKK gecesinde gerilla merilla diye yırtındı. Ve şimdi DGM'lik bir siyasi kişilik hâline gelmeyi başardı.

Ahmet Kaya'ya desen ki, ‘yahu Ahmet PKK ne demek?’ aval aval bakar.

Sorsan ‘ideoloji nedir?’ diye, ‘yenir mi?’ yanıtını verir. Ama şimdi o kendince fikir suçlusu.

Hadi be Ahmet Kaya.

Fikir suçlusu olmak için önce fikir sahibi olmak gerekir.

Sen kim, fikir kim?

………………

Tarih, acımasızca alır notunu ve zamanı gelince çakar adamın alnının çatına.

Fatih Altaylı, Ahmet Kaya hakkında bunları yazıp da kurtlar sofrasından tok kalkarken öyle üzülmüştüm ki! Üzüle süzüle almıştım notumu ve bugün adalet bekleyen Fatih Altaylı‘ya diyeceğim tek şey “ne sıçtınsa onu sıvayacağız” darılmaca yok!

Ha bu arada “cumhurbaşkanını tehdit” gibi bir iddiayla tutuluyor Fatih Altaylı; özgürlük hakkını savunurum ama o da bal gibi tehditti işte.

Fatih Altaylı’nın kontrol edemediği o ağzı, kendi başını yedi en nihayet!

Herkes yaşattığını yaşayacak, kural bu!

Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni tartar!

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page