Ata'dan Tarihi Liyakat Dersi

1924 senesi baharında Erzurum’un Pasinler kazasında deprem olmuş. Ata, hiç zaman kaybetmeden soluğu Pasinler’de almış; kalın gocuğu, kaşe kasketi, içi yünlü deri eldiveni ve çizmesiyle tam teçhizat Erzurum şartlarına uygun olaraktan.

Ata, gözüyle görmeden, kulağıyla duymadan, eliyle dokunmadan ikinci üçüncü şahısların aktarma ve kanaatlerine itibar etmezmiş.

Ata, halkının ağzının dibine kadar sokulur, kibirlenmeden, azarlamadan dinler ve dinlediği derde de deva olurmuş.

Yaşlı, ak sakallı bir Dadaş’a yaklaşmış Ata, kalabalığın içindeki.

“Var mı bir ihtiyacın, isteğin?” demiş.

“Vallah pedişahımız bilir begim” demiş yaşlı adam.

Ata mütebessim;

“Yahu padişahlığı siz kaldırdınız ya, artık cumhuriyet var. Söyle bakalım var mı bir isteğin” demiş.

Yaşlı Dadaş;

“Vallah pedişahımız bilir begim” demiş, biteviye.

Ata, kaymakama dönmüş; sert, kasırga gibi bakmış mavi mavi ve dişlerini sıkarak;

“Yahu siz daha devrimleri anlatamamışsınız” demiş.

Kaymakamın eli ayağı dolaşmış.

“Efendim, köylere yazılı talimat yolladık” demiş.

………….

Hey yavrum hey! Talimatla devrim yapan kaymakam!

Efendiler!

Bu memleket liyakatsiz bürokratlara zinhar bırakılmamalıymış; ta o ilk günden belliymiş bugünler… Yani gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendi mi, sonucu beklemeye gerek yok…