Orkun Albaydan Tarihi Hukuk Hamlesi!

Öcalan Hakkında İkinci Ölüm Cezası Davası Şoku! Orkun Albaydan Emevi Savaşına Eş Değer Suç Duyurusu: "1999 Sonrası Tüm Şehit Ve Katliamların Baş Azmettiricisi İmralı'dan Yönetti!"

MHP Lideri Bahçeli'nin şikayetiyle tutuklanıp tahliye olan Emekli Albay Orkun Özeller, Türkiye'yi sarsacak hukuki bir hamle başlattı. Bursa Savcılığı'na sunulan suç duyurusunda, Öcalan'ın cezaevinden KCK tüzüğü ile PKK/TAK örgütlerini yönettiği iddia edildi. Dilekçe, Diyarbakır'dan TUSAŞ'a kadar 1999 sonrası tüm terör eylemlerini delil göstererek, elebaşının TCK 302'den (Devletin Birliğini Bozma) yeniden yargılanmasını ve derhal tutukluluğa sevk edilmesini talep etti: "Af söylemleri kaçma şüphesi yaratıyor!"

HUKUKİ DEPREM: TCK 302 YENİDEN İŞLEMEYE BAŞLADI

Emekli Albay Çetin Orkun Özeller'in vekili Avukat Doğukan Kozan aracılığıyla Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan suç duyurusu dilekçesi, Türk Ceza Hukuku tarihinde emsal teşkil edebilecek bir süreci başlattı. Dilekçe, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın 1999 yılında idam cezası ile cezalandırıldığı hükmüne rağmen, cezaevinden örgütü yönetme eylemini kesintisiz sürdürdüğünü iddia ediyor.

GEREKÇE VE KANITLAR: Hukuki dayanak olarak, Öcalan'ın cezaevine girmesinden sonra işlenen tüm terör eylemleri için TCK'nın $302.$ maddesinde düzenlenen "Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma" ve $314.$ maddesinde düzenlenen "Silahlı Örgüt Kurma veya Yönetme" suçlarından yeniden soruşturma başlatılması talep edildi. Dilekçede, elebaşının 2024 Şubat ve Temmuz aylarında yayımlanan "barış" ve "demokratik toplum çağrısı" başlıklı mesajlarındaki ifadeler, "ikrar" niteliğinde delil olarak sunuldu. Özellikle Temmuz 2025'teki videolu mesajda yer alan; "Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı pkk hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir." ifadeleri, bu tarihe kadar ayrı bir ulus devletçi amaç kapsamında savaş stratejileri uygulandığının bizzat kabulü olarak değerlendirildi.

İMRALI'DAN YÖNETİMİN ANAYASASI: KCK TUZUĞU MASADA

Dilekçenin en güçlü kanıtlarından birini, KCK (Koma Civaken Kurdistan) Tüzüğü oluşturuyor. Tüzüğün 2005 yılında kabul edildiği ve Öcalan'ın bu yapının "Kurucusu ve Önderi" olduğu belirtildi.

MUTLAK VETO VE SİLAHLI GÜÇ YETKİSİ

KCK tüzüğünün Madde 12'si, KCK'nin en yüksek karar organı olan Kongra Gel'in kararlarının, "KCK Önderliğinin itirazı olmayan karar ve projeler kesinleşir" hükmüyle, elebaşının mutlak onayına tabi olduğunu gösterdi. Daha da kritik olan Madde 43 ise, örgütün silahlı güçleri olan Halk Savunma Güçleri'nin (HPG) bile "Önderlik tarafından belirlenen felsefi ve ideolojik hat doğrultusunda" hareket edeceğini açıkça belirtiyor. Bu maddeler, örgütün stratejik kararlarının İmralı'dan yönetildiğinin hukuki ispatı olarak dosyaya girdi.

EMEKLİ ALBAY'DAN VİCDAN SÖZÜ: HUKUK BORCUMUZ VAR

Suç duyurusunda bulunan Emekli Albay Özeller'in şikayetçi olması, olayın vicdani boyutunu öne çıkardı. Dilekçede, Albay Özeller’in bizzat görev aldığı 2013 sonrası Hendek Operasyonları vurgulandı.

HENDEK SAVAŞLARININ SORUMLUSU

Dilekçede, “2015 sonrası kurtarılmış meskun mahallerde (Hendek Dönemi) direniş göstermiştir... Bu stratejinin, ancak örgütün başı olarak görülen şüphelinin onayı ve emri olmadan yapılması mümkün değildir. Müvekkil Orkun ÖZELLER'in de görev aldığı 2013 sonrası hendek operasyonlarının Sur bölgesinde yaşananların sorumlusu, bu operasyonları icra eden örgüt başı şüpheli Abdullah Öcalan'dır," denildi.

1999 SONRASI KANLI LİSTE

Suç duyurusunda, terör örgütünün 1999 sonrası işlediği ve binlerce masum insanın ölümüne neden olan kanlı eylemler tek tek sıralandı. Amaç, suç zincirinin kesilmediğini ispatlamak.

• 2006 Diyarbakır Koşuyolu Parkı: 9'u çocuk 11 vatandaşımızın öldürülmesi.

• 2008 Güngören: 17 vatandaşımız ve doğmamış bir bebeğin ölümü.

• 2011 Çukurca: 24 askerimizin şehit edilmesi.

• 2024 TUSAŞ Saldırısı: Son olarak 5 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Ankara'daki eylem.

GİZLİ ORTAĞI TAK

Dilekçede, 2004 yılında kurulan ve "Hiçbir kural tanımayacağız" manifestosu yayınlayan ayrılıkçı terör örgütü TAK'ın kuruluş bildirgesinde dahi Öcalan'dan 'önderlik' olarak bahsettiği belirtilerek, elebaşının sorumluluğunun PKK ile sınırlı kalmadığı iddia edildi.

TUTUKLULUK UYARISI: "KAÇMA ŞÜPHESİ VAR!"

Suç duyurusunun en çarpıcı talebi, Öcalan'ın cezaevinden alınıp yeniden tutukluluğa sevk edilmesi oldu. Dilekçede, son dönemde medyada yer alan "Umut hakkı" gibi siyasi söylemlerin, elebaşının serbest kalması ve akabinde kaçma şüphesini artırdığı belirtilerek, adil yargılama ve kamu güvenliği için tutukluluğun zorunlu olduğu vurgulandı.