ODUN SEFERİ
- ORDU ORT TV TELEVİZYON RADYO İŞLETMECİLİĞİ A.Ş.
- 5 saat önce
- 1 dakikada okunur

Selin yıktığı ağaçlar, kırdığı dallar, söktüğü kökler derelerle akar gelir denize ulaşır, ırmak ağızlarında burgaçlanan çamurlu sularla kıyıdan açıklara sürüklenir.
1950’lerde yine böyle büyük bir sel olmuş, köprüler yıkılmış, deniz ufku dağlardan, ormanlardan sele kapılıp gelen kütüklerden oluşan kalın kara bir çizgiyle kararmıştı.
İşte o gün yağmur yağmaya ara verince delikanlı, yaşlı, kayıkçı, bakkal, çiftçi, her işten her yaştan Bolamanlılar don gömlek kayıkları suya indirip yelken kürek odun toplamaya denize çıktılar.

Resim: 1962 kışında çekillen bir fotoğraf: “kayıkçılar, deniz ve odun yüklü çırnık kayığı”
Denizden odun topladılar kayığın alabildiği kadar. Karaya Islak, üşümüş ve yorgun ama sevinçli döndüler. Nasıl sevinmesin ki kışlık odununu çıkarmıştır artık.
İşte bölye bir selin ardından ikindiüstü bütün odun kayıkları denizden dönmüşken ve karaya çekilmişken, bir de baktılar ki yıldız yönünde deniz ufkunda bir karaltı! Adammı ne? Kumsalda durup elini gözüne siper edip bakan Kaleliler karaltının ne olduğunu seçemediler.
Sonunda dürbünle bakınca gördüler ufuktaki karaltı denizde kütüğe tutunmuş sahile gelmeye çabalayan bir adamdı.
O gün ben de konağın penceresinden dürbünle ufku taramış bu resmi görmüştüm. Meletoğlu Samittin’in (Yeşiltaş) çırnık kayığı kıçtan takma penta makineyle suya atıldı ufuktaki adamı almaya gidildi.
Meğer kışlık odun peşinde yüzerek ufka kadar açılıp karadan uzaklaşan korkusuz adam rahmetli Alime ablanın Mehmet agaymış.
Kayıktakilere - Niye zahmet edip geldiniz ben yavaş yavaş geliyordum demişse de soğuktan buymuş rengi sararmış tir tir titriyormuş…
S O N
Comments