Fidangör'ün Asil Tanığı: Eczacılar Ardem Ve Dikran Toraman'ın Vedası
- Birol Öztürk

- 28 Eki
- 1 dakikada okunur

Hafta sonuydu, Fidangör’deki buram buram nostalji kokan eczaneye girdim. Dikran Amca her zamanki yerinde, o küçük masanın başında ve masanın üzeri tepeleme gazete dolu, hepsi okunacak. Ardem Abla, tahta bir sandalye üzerinde, mütebessim ve asil.
Selam kelam, fındık fıstık derken Ardem Abla “yaş yer fıstığını çok severim” dedi.
“Hatta ben onu ekiyorum” da dedi.
“Artık bulunmuyor tabi” de dedi.
“Ben bulurum” dedim.
Ayıptır söylemesi elim kolum biraz uzun, yanlarım epeyce de geniştir.Aradan bir hafta on gün gibi bir zaman geçti Adana’dan ısmarladığım fıstıklar geldi. Nereden bakarsan beş kilo var. Güneyin güzel insanlarının eli de gönlü de bol ve bereketlidir.
Fıstık dolu torbayı ve “Çalıçileği” adlı romanımı alıp eczaneye gittim. Tablo yine aynı. Her şey ve herkes yerli yerinde. Fıstık torbasını Ardem Abla’ya uzatırken aramızdaki o muhabbeti de hatırlattım.
“Aaa ben onu öylesine dedin sandım” dedi.
“Bulup da getireceğine hiç ihtimal vermedim” dedi.
Ardem Abla’nın bu itimatsızlığı direkt şahsıma has olamayacak kadar travmatiktir ya, şimdi yeri ve zamanı değil.
Fıstık torbasını Ardem Abla’ya, Çalıçileği’ni Dikran Amca’ya hediye edip ayrıldım eczaneden…
Doktor Dikran Toraman ve bacısı Eczacı Ardem Toraman; 3 yıl önce dün, Dikran Amca, bugün Ardem Abla, sıra gözeterek çekip gittiler şu kavanoz dipli dünyadan.
Bu kentin önemli değerleriydiler, birçok ömüre dokundular şüphesiz ve hep sevgiyle hatırlanacaklar.












Yorumlar